"Kiralık Basın Kartı…"

TAKİP ET

Geçen gün pazara gittim, evet pazar ateş pahası…Ama asıl konumuz bu değil. Okumaya devam edin…Genelde aynı pazar esnafından alışveriş yaparım,Yine öyle yaptım ve Adile Teyze'nin tezgahına yöneldim. Adile Teyze kendi ürünlerini satıyor ve fiyatlar bu yüzden daha uygun. Domates, biber ve maydanoz aldım ve tam parayı öderken iki tezgah ileriden bir ses yankılanmaya başladı…-'Abilerim, ablalarım Kiralık Basın Kartııııııı'...

(MUZAFFER TEZEL)

Geçen gün pazara gittim, evet pazar ateş pahası…

Ama asıl konumuz bu değil. Okumaya devam edin…

Genelde aynı pazar esnafından alışveriş yaparım,

Yine öyle yaptım ve Adile Teyze’nin tezgahına yöneldim.

Adile Teyze kendi ürünlerini satıyor ve fiyatlar bu yüzden daha uygun.

Domates, biber ve maydanoz aldım ve tam parayı öderken iki tezgah ileriden bir ses yankılanmaya başladı…

-“Abilerim, ablalarım Kiralık Basın Kartııııııı”

Kulaklarıma inanamadım.

Tekrar aynı ses…

-“Ağabeylerim , ablalarım kiralık basın kartıııııı , sudan ucuzzzzzzz”

Adile Teyze’ye parayı ödedim ve o tezgaha yöneldim.

Sudan ucuz

-Kardeşim hayırdır ‘Kiralık basın kartı,” diye bağırıyorsun?

-Abim sudan ucuz ister misin? dedi

Rüya mı görüyorum acaba diye kendi kendime sordum?

Hayır rüyada değildim ve pazardaydım.

Pazar esnafı başladı anlatmaya:

-Sayın ağabeyim, Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği’ni yayımladı ya! Bu da biliyorsun 120 maddeden oluşuyor. Resmi gazetede de yayımlandı. Böyle olunca bazı emekli gazeteciler ve İletişim Fakültesi’nde okuyan öğrenciler ya da mezunlar bana gelerek paraya ihtiyaçları olduğunu söylediler. Ben de emekli gazetecilerin ve özellikle sürekli basın kartına sahip gazetecilerin kartlarını kiraya veriyorum. İletişim Fakültesi öğrencisi ya da fakülte mezunlarına iş buluyorum,” diye konuştu.

Ben de:

-Kardeşim olur mu? Basın kartı bir gazetecinin onurudur. Basın kartı böyle ayağa düşer mi? dedim.

Sürekli Basın Kartı Karaborsada

Adam başladı anlatmaya:

-Kardeşim sen bana niye kızıyorsun, gazeteciliği bu hale getirenlere kızman gerekiyor. Sen iyi bir kardeşe benziyorsun, bak sana iyi bir teklif yapacağım sana iki emekli gazetecinin sürekli basın kartlarını kiralayayım ve sen de sadece adam başı Sosyal Sigortalar Kurumu’na 3 bin 450 lira öde. Önce bir bankaya git ve bu iki kişi için hesap aç. Ama banka kartlarını onlara verme; banka kartlarını al. Onlara maaş öder gibi bankaya maaş yatıracaksın. Ama o banka kartlarıyla maaşları yine kendin çekeceksin kısacası onlara maaş ödemeyeceksin. Toplam  6 bin 900 liraya mal olacak. Tekrar söylüyorum kesinlikle onlara maaş ödemeyeceksin. Keyfine bakacaksın.

Anlatmayı sürdürdü:

-Belki para isteyen olur, iki üç bin lira ödersin, ama sen bilirsin, aranızdaki anlaşmaya bağlı. Sadece sigortalarını yatır, emekli oldukları için biraz da indirim olacak. Yok kardeşim iletişim öğrencisi ya da mezunu istiyorsan onlar pahalı sana gelmez. Onların maliyeti çok fazla. Adam başı 3 bin 500 lira sigortalarını yatıracaksın toplam 7 bin lira ayrıca asgari ücret 8 bin 500 lira iki kişiye toplam olarak onlara 17 bin lira maaş vereceksin, yemek yol parası da cabası. İki kişi için sigorta ve iki kişiye maaş çok paran gider. Ama yine de sen bilirsin karar senin” dedi.

-Kardeşim bu utanç verici değil mi?

-Ne utancı be kardeşim çoğu gazete sahibi ilan almak için emekli ve sürekli basın kartı sahibi gazetecileri personeli gibi göstererek Basın İlan Kurumu’na bildirdi. Böylece yırttı. Gel sen de akıllı ol. Sana iki emekli ve sürekli basın kartı sahibi gazeteci sarayım canım ağabeyim” dedi.

Kavga etmemek için kendimi zor tuttum ve düşünmeye başladım.

Bizim onurlu mesleğimizi kimler bu hale getirdi?

Basın kartı neden ayağa düştü.

Bizler başka mesleklerin hakları için haber yaparken neden kendi mesleğimize sahip çıkamadık, çıkmadık, her zamanki gibi birlik olamadık

“Usta ver 1,5 kıymalı yumurtalı”

Son gelişme ise şu; gazeteler artık en az 15 günde bir çıkacak ve sayfa sayısı 14’ten aşağı olmayacak. İletişim Fakültesi öğrencilerinin basın kartı alması daha da zorlaşıyor.

2,5 gazete kalacak demiştim ama bence alınan bu son kararla “Usta ver 1,5 kıymalı yumurtalı” dönemi başladı.

Bence suçlu aramak kolay yol. Bence hepimiz suçluyuz.

Bu bir ironiydi.

Güleriz ağlanacak halimize…

(Hem bizim halimize güldünüz, hem şaşırdınız ve dönen dolapları öğrendiniz)

Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ediyorum.

GELECEK YAZILAR:

“MEDYADA TEMİZ ELLER GÜNDEMİ BAŞLIYOR”

“MEDYADAKİ DALTONLAR”

“FIRILDAK GAZETECİ”

“MEDYADA RÜŞVET ”