Otizme dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı tarafından “Otizm Spektrumuna Çok Yönlü Bakış” başlıklı bir sempozyum düzenlendi. EÜ Tıp Fakültesi Muhiddin Erel Amfisinde düzenlenen etkinlikte alanında uzman isimler, otizm spektrum bozukluğunu (OSB) her açından ele aldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren EÜ Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Burcu Özbaran, otizmli birey sayısının her geçen gün arttığını ifade etti. Prof. Dr. Özbaran, “OSB hastalarının sayıları artıyor ve herkesin kafasında bazı soru işaretleri var. Bu sempozyumu düzenlerken otizme çok yönlü bir bakış açısıyla bakmak istedik. Biz, otizmli çocuklara sahip aileler ile iç içeyiz, yani beraber çocuk büyütüyor ve çok geniş bir alanda mücadele veriyoruz” dedi.
“Otizm belirtileri yaşa göre değişkenlik gösterebilir”
Otizm spektrum bozukluğunun tanımından, belirtilerinden, temel sorunlarından ve çeşitlerinden bahseden Prof. Dr. Özbaran, “Otizm spektrum bozukluğu, geniş bir yelpazeyi içeriyor. Belirtilerine göre hafif, orta ve ağır seyredebiliyor. Otizm spektrum bozukluğuna sahip bir bireyin, karşıdakinin davranışını taklit etme, anlama, anlamlandırma ve çıkarım yapma ile ilgili bağlantıları iyi gelişmemiştir. Bireylerde göz iletişimi kısıtlı, seslenmeye yanıt oranı düşüktür. Yalnızlıktan mutlu olma ve görsel uyarıya duyarsızlık gibi semptomlar gösterirler. Takıntılı davranışlar sergileyebilirler. Otizmde belirtiler yaşa göre değişken olabilir, öğrenme güçlükleri ve fiziksel bazı belirtiler de bunun örneklerindendir” diye konuştu.
Otizm spektrum bozukluğu için erken tanının önemini vurgulayan Prof. Dr. Özbaran, “3 yaşından önce otizm tanısı konulmadığından bahsedilen dönemlerden bugünkü duruma geldik. Artık küçük yaşlarda tanı koyabiliyoruz. Eğer bir çocuğun, altıncı ve dokuzuncu aylar arasında ses çeşidi ve göz kontağı az ise, çok ağlıyorsa, seslenmelere tepki vermiyorsa otizm açısından dikkate alınmalıdır. Bu belirtileri gösteren bir çocuğu mutlaka yaş grubu ile değerlendirmek ve belirtileri göz ardı etmemek gerekir” dedi.
“Çocukluk çağında yüzde 3 oranında otizm görülüyor”
Otizmin bir nörogelişimsel bozukluk olduğunu ifade eden EÜ Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Sezen Köse, “Otizm, kişilerin yaşamları boyunca başkalarıyla ve dünyayla nasıl etkileşime girdiğini etkiliyor. Otizmle ilgili deneyimler ve bu deneyimlerin yokluğu, beyin ve davranışsal gelişimleri de etkileyerek tablonun nasıl seyredeceğini belirliyor. Çünkü deneyim eksiklikleri de bazı fırsatların kaçırılmasında ve prognozun olumlu ya da olumsuz seyretmesinde önemlidir. Hastalık, 1940 yıllarında tanımlanmıştır. Şu an güncel verilere göre çocukluk çağında yaklaşık yüzde 3’e varan oranda otizm spektrum bozukluğu var diyebiliriz. Yapılan araştırmalar, erişkinlik çağında bu oranın yaklaşık yüzde 2 olduğunu gösteriyor” dedi.
Otizmin belirtilerini anlatan Doç. Dr. Köse, “Belirtiler arasında; sosyal etkileşim azlığı, kısıtlı tekrarlayıcı davranışlar, sosyal ipuçlarını anlamayla ilgili güçlükler, zihinsel yetersizlik, dil gelişim becerileri ve uyum becerilerinde farklılaşan düzeyde sorunlar vardır. Otizme eşlik eden psikiyatrik hastalıklar, gastrointestinal, alerjik, nörolojik ve diğer sorunlar da bütüncül tedavi açısından farkında olmamız gereken görünümlerdir” diye konuştu. (Ege Ajans)