19 Şubat 1915’te ilk saldırıyla başlayıp, 9 Ocak 1916 yılında zaferle sonuçlanan Çanakkale savaşında, kan emici kapitalist emperyalist düşmanlar, 18 Mart 1915`te 16 savaş gemisiyle Çanakkale Boğazını geçme harekâtını başlattılar.
Düşmanın yoğun bombardımanı sonucu harap olan Rumeli Mecidiye Tabyasında mermi kaldıracı bozulmuş çalışır durumdaki topa, yara almayan iki neferden biri olan Seyit Ali, arkadaşı Niğdeli Ali`nin yardımıyla sırtına yüklendiği top mermileriyle yaptığı üçüncü atışla, HMS Ocean gemisinin dümen donanımını işlemez hale geldi ve Çanakkale Savaşı ile adı ölümsüzleşen Nusret Mayın Gemisi’nin döşediği mayınlara çarparak battı.
Düşman donanmasının 19 Şubat 1915`te başlattığı bir dizi deniz operasyonuna, 18 Mart 1915`teki vurulan son darbeyle kazanılan 18 Mart Çanakkale Deniz Savaşı’nın önemi, Türk ulusunun Kurtuluş savaşında açıkça görülmüştür.
Birinci Dünya savaşı sonrası dayatılan Mondros mütarekesi (ateşkes antlaşması) ile sindirildiği zannedilen Türk Ulusu Kuvâ-yi Milliye Ruhu heyecanıyla, Çanakkale Ruhu eşliğinde Millî Mücadele’yi, Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.” diyen, Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşlarının, Türk milletiyle birlikte, kan emici, sömürgeci, emperyalist, kapitalist ülkelere karşı verdikleri bağımsızlık mücadelesi, dün olduğu gibi bugün de dünya üzerindeki mazlum ülkelere örnek olmakta.
Zenginliklerine zenginlik katmak, ülkemizi parçalayıp, insanımızı mağdur duruma düşürmesinde bir beis görmeyen ,dün bu işi yaparken sömürgelerinden; Mehmet Akif Ersoy`un Çanakkale Şehitlerine şiirindeki "Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... Hani, tâûna da zuldür bu rezil istilâ!” mısralarında anlattığı gibi, bu günde ipini koparmış, macera peşinde, insana değer vermeyen, para için her şeyi yapabilecek, mahlukatları başka ülkelerden toplayarak, zavallı mazlum insanları öldürmeleri için Ukrayna’ ya göndermelerini nasıl anlamalıyız.
107. yılında yeniden Çanakkale Ruhuna sahip olabilmemiz için, dünyanın neresinde olursa olsun haksızlığa karşı durmalı sesimizi çıkarmalıyız. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” Hz.Muhammed.
107 yıl önce olduğu gibi bugün de ülkemizde, kan emici kapitalist sömürgeci emperyalist işbirlikçisi, manda heveslisi, değişik mevkilerdeki insanlar, gözlerden ırak, gizli gizli çeşitli ülkelerin Büyükelçileriyle buluşup, görüşüyor ülkesini şikâyet ediyor. Ülkesini Büyükelçilere şikâyet eden bu zatı muhteremler, kendilerine karşı eleştiri yağmuru başlayınca, utanmadan, sıkılmadan, Mustafa Kemal ATATÜRK şemsiyesi altına girip, vatansever elbisesi giymekten geri durmuyorlar.
Dünya üzerindeki, kan emici Sömürgeci, Kapitalist, Emperyalist ülkelerin, rejimlerinin adı ne olursa olsun, onlar için emperyalizm tek hedef olup bu hedefe ulaşmak için uyguladıkları her yol mubah sayılır.
Birbirleriyle dalaşmadan dolaşan köpek sürüsü gibi olsalar da aralarına atılan kemikten daha fazla pay almak istediklerinde, birbirlerine dişlerini göstererek hırlayarak dalaşmadan duramazlar. Sürüdeki güçlü köpekler birbirlerini ısırırlar mı derseniz! Asla, olan sadece zayıflara olur ya yaralanır ya da ölürler.
Bugün kuzey komşumuz Ukrayna`daki savaş 2022`de başlamış gibi görünse de, asıl başlangıç 2013 yılında, Başkan Viktor Yanukovic`in Avrupa Birliği Ortaklık Anlaşması’nı askıya alması sonrası 2014 Ukrayna Devrimi, Mart 2014 Rusya’nın Kırım’ı ilhakı (Avrupa ve ABD kemik paylaşımına ses çıkarmadı) Nisan 2014 Donbass Savaşıdır diyebiliriz.
Sınır komşumuz, Irak ve Suriye`deki terörist guruplara elli bin TIR dolusu silah veren ABD`nin, PKK`nin kazdığı tünellerin betonlarını tedarik eden Fransız şirketinin.
Gezi olayı sırasında Dost AB! ülkelerinin yaptıkları açıklamalarını. Dost ve Müttefik!!! ABD`nin 15 Temmuz gecesi içimizdeki satılmışların başlattığı darbe harekâtını desteklemediğini 2 saat 50 dakika sonra açıklamasını.
Irak, Suriye, Libya, Mısır, Afganistan`da uygulanan kemikten pay kapma politikası benzerinin, uzunca bir süredir ülkemiz üzerinde uygulanan bir politika olmadığını, sömürgeci emperyalist kapitalistlerin niyetlerinin iyi! olduğunu düşünmek aptallığın daniskasıdır.
107. yılını gururla anacağımız 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz zaferi ve yaklaşık olarak 8,5 ay süren Çanakkale Deniz ve Kara Muharebeleri esnasında, Türk zayiatı; 57.370’i Şehit, toplam 213.882 kişi olarak kayıtlara geçen, atalarımızı rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.
Çanakkale ruhuyla yeniden güç bulan Türk milleti, kan emici sömürgeci, kapitalist, emperyalist ülkeler ve içimizdeki uzantıları manda heveslisi taşeronlarının fırsat buldukça uyguladıkları, politik baskılara, çeşitli ekonomik saldırılara, milli savunma konusundaki engellemelerine rağmen, bu gün bölgesinde egemen lider ülke durumunda.
"Egemenlik Verilmez, Alınır” Mustafa Kemal ATATÜRK