Kredi kartları borçları yüzünden bunalıma giren ve intihar eden insanlar, yıkılan yuvalar, çöken ekonomi ve bunun gibi birbirini tamamlayan şeyler…
Cumartesi günü Kemeraltı’nda gezerken eski bir arkadaşıma rastladım, uzun bir süredir görüşememiştik.
Arkadaşım İzmir’de tanınmış bir avukat: Çok dürüst ve hayat dolu bir insan.
Pasaport’ta çay içmeye karar verdik. Ben oldum olası Pasaport’ta güneşin batışını seyretmeyi çok severim. Bazen tek başıma ve bazen de arkadaşlarımla…
O an zaman benim için durmuş gibidir.
“Her batan güneşin sonunda yeni bir güneş doğar ve her doğan güneş ise yarınların umut kapısıdır çünkü”…
Neyse, asıl konumuza dönelim…
Pasaport’ta çaylarımızı yudumlarken ismini vermek istemediğim arkadaşımda bir değişiklik olduğunu fark ettim. O tuttuğunu koparan, neşeli insan gitmiş onun yerine başka biri gelmişti.
Bana bir şeyler söylemek istediği belliydi ama bir türlü konuya giremiyordu. Ancak bir süre sonra konuyu açtı ve arkadaşımın niye değiştiğini de anlamış oldum.
“Biliyormusun, Türkiye’de en çok boşanma İzmir’de oluyor” dedi ve başladı anlatmaya.
“Biliyorsun eşimi çok seviyordum ama bu sevginin yerini bir süre sonra nefret ve tartışmalar almaya başladı. O zamanlar beş yıldır evliydik. Son zamanlarda eşimin geceleri yataktan kalkıp salonda oturup sürekli düşünmesi dikkatimi çekmeye başladı. Ben ‘Acaba hayatına başka birisi mi girdi?’ diye düşünmeye ve içim içimi yemeye başlamışken gerçeği sonunda öğrendim.
Eşim kredi kartları yüzünden çok borçlanmıştı. Bu yüzden bunalıma girmişti. Eşim öğretmen biliyorsun. Bugünün ekonomik şartlarında öğretmen maaşları ile geçinmenin de zor olduğunu da biliyorsun. Ama eşim kredi kartları yüzünden aşırı borçlanmıştı. Ve bu yüzden bunalıma girmişti.
O güler yüzlü eşim gitmiş yerine başka birisi gelmişti. Sürekli sinirleniyordu ve önemsiz şeyler yüzünden zaman zaman tartışmalara başlamıştık. Artık sabah akşam tartışıyorduk. Eşimin rahatsızlığı yüzünden zaten çocuğumuz olmuyordu. Yapılan tedaviler de sonuç vermemiş ve çocuğumuz olmamıştı. Belki bu yüzden eşim kendini alışverişe vermişti, kim bilir...
Neyse evdeki tartışmalar artık yuvamızın çatırdamaya başladığını gösterdi. Bir süre sonra ortak karar alarak boşanmaya karar verdik ve anlaşmalı olarak boşandık.”
“Eşimi seviyorum ama boşanmayı kendisi istedi, ben ne yapabilirdim?” diye bana sordu. O artık çok mutsuzdu, bunu görebiliyordum. Ona isterse eşiyle konuşabileceğimi söyledim, ama bunu istemedi.
Gözleri batan güneşe daldı ve bu arada ben ise onu izliyordum...
Gözleri buğulanmıştı…Özlem doluydu yüreği...Bunu görebiliyordum...
Arkadaşımın durumuna çok üzüldüm, ama içimden onları bu duruma düşürenler utansın demeyi de ihmal etmedim tabii ki.
Hayat şartları insanları ne durumlara düşürebiliyor. Birbirini çok seven avukat arkadaşım ve öğretmen olan eşi ayrılmıştı.
Kredi kartı yüzünden intihar edenleri, boşananları biliyoruz ama bu kez tanıdığım ve çok sevdiğim bir arkadaşımın kredi kartı borçları yüzünden çok sevdiği eşinden boşanması inanın beni çok üzdü.
Kredi kartı borçları sadece intihar ettirmiyor, yuvaları yıkmıyor, ülkemizin ekonomisini de çökertiyor.
Aman dikkat!...