Aşağıda yazılı olan bir kaç tarih ülkemiz üzerinde oynanan oyunlarla ilgili olarak kurban seçilen vatansever insanlarımızın emperyalist sömürgeci kapitalist ülkelerin içimizdeki hainlerin eliyle şehit edilmelerinin günleridir.
24 Ocak 1993 Uğur Mumcu,
18 Aralık 2002 Necip Hablemitoglu,
19 Ocak 2007 Hrant Dink,
27 Mayıs-8 Temmuz 2013 tarihleri arasında 10 vatan evladı şehit,
6-7 Ekim 2014 tarihinde 35 vatan evladı şehit,
15 Temmuz 2016 tarihinde 251 vatan evladı şehit.
Ülkemiz üzerinde çeşitli dönemlerde taşeronların yaptığı askeri darbeler dışında, ülke içerisinde kargaşa çıkararak, ülkemizi istikrarsızlaştırmak isteyen Sömürgeci Emperyalistler 1950’den itibaren Sağ, Sol, Alevi, Sünni, Laik, Dinci söylemlerini kullandıkları gibi, çeşitli ekonomik ambargolarla, kötü günlerde gerçek dost! olduklarını göstermekten çekinmediler.
Sevgili dostlarımız bizim bağımsızlığımızı, ülkemizin bütünlüğünü en az bizler kadar istiyor ve iyi niyetle! bunun olması için ellerinden gelen tüm gayreti gösteriyorlar, 4 binden fazla TIR dolusu silah sağladıkları terörist soysuzlar tarafından şehit edilen vatan evlatlarımızın ölümlerinde zerre kadar sorumluluk sahibi değiller!
24 Ocak 1993 Uğur Mumcu (ABD'nin öbür kıtadaki bir ülkede Irak'ta işi ne? Irak'ta ne yapmak istiyor?) diye sorguluyordu.
18 Aralık 2002 Necip Hablemitoğlu (Suikasta uğramadan yaptığı son araştırması Alman vakıflarının Türkiye'deki faaliyetleriyle ilgiliydi) bunun karşılığında Alman GSG 9 kalpten teşekkür etti!!!
19 Ocak 2007 Hrant Dink (Ermenilerin boş sevdalarından vazgeçmeleri ve gerçek anlamda Türk-Ermeni barışı için çaba sarf etti) kimleri rahatsız etmişti?
27 Mayıs - 8 Temmuz 2013 Gezi Parkı olayları 10 Vatan evladının ölümü (Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı? Ve Türkiye ekonomisine doğrudan zararı 1,4 milyar dolar) Kime hizmet edildi, kim çıkar sağladı?
6-7 Ekim 2014 tarihleri arasında 35 vatan evladının ölümü (HDP Merkez Yürütme Kurulunun çağrısı) Terörü zinhar desteklemezler !!! (Ölenler Kürt değildiler! Öyle mi?) Sevinenler?
15 Temmuz 2016 tarihinde 251 Vatan evladının şehit olması (FETÖ denen taşeron örgütün efendilerinin emriyle ülkeyi ele geçirmeye çalışmaları) Kadim dostumuz ABD!!! 3 saat kim kazanacak diye bekleyip “demokratik yollarla seçilen hükümeti destekleme çağrısı yaptı!”
Geçmişteki acı tecrübeler sonucu edindiğimiz bilgiler ışığında, yapacağımız fikir jimnastiği, bizce cevabı belli olan, ülkeyi yönetmeye talip siyasi parti ve yöneticilerin ülkenin bağımsızlığı, insanımızın özgürlüğü ile ilgili sorulara, turnusol kâğıdı nasıl pH derecesini ölçmeye yarıyorsa, verecekleri cevaplarda siyasi şahsiyetin ve içinde yer aldığı oluşumun vatan, millet, maneviyat ile ilgili düşüncelerinin derecesini ölçecektir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılına az bir süre kalan ülkemizde, siyasetle uğraşan değerli siyasetçilerimizden bazıları, ülkeye hizmet eden memurları fırsat buldukça tehdit ederek iktidar olduklarında (Rüyalar gerçek olsa!) hesap soracaklarını söylemekten geri durmuyor (Gırtlak dokuz boğum, sekizini yut birini söyle).
Ülkeyi kaosa sürüklemek isteyenlerin hareketi için "Gezi direnişi, demokrasi tarihimizde özgürlüğü haykıran gençlerin sesidir; dayanışmaya, barışa, kardeşliğe ve demokrasiye adanmış milletimizin hareketidir.” Bir diğeri, “milli şuurun ayağa kalkmasıdır “der, milli şuurun devam etmesi için şehit olan insanımızın yakınına küfür eden nezih! şahsiyeti yanında barındırır.
Rutin olarak Avrupa ülkelerinin Büyükelçileri ziyaret edilir bilgilerine, öngörülerine başvurulur.
Hendek kazan arkadaşlardan ricada bulunur, terör destekçisi şahıs için biri değil hepsi ağız birliği etmişçesine özgürlüğü verilmeli nakaratını tekrarlar. 15 Temmuz’da Devleti işgal girişiminde bulunan ceza almış FETÖ’cü teröristleri af edeceğini söyler (Dilin kemiği yok!)
Yaptıkları toplantılardan sonra konuşma tutanaklarını gerekli mercilere iletilir, dün; Bakan Davutoğlu Cumhuriyet tarihinin en çapsız bakanıdır” dediği şahsiyetle ikbal için bir arada olunur.
Vatan sevmeyi milliyetçiliği, maneviyatçılığı kimseye bırakmayanlar, hiç mi utanmıyorsunuz… Lütfen artık kendinize gelin diyen zatı muhtereme, aman dikkatli olalım masanın görünmeyen destek ayağı kırılmasın diyerek, süt dökmüş kedi misali cevap veremiyorlar.
Güneyimizde terör örgütünün, NATO’daki dostlarımızın da desteğini alarak oluşturmaya çalıştığı kargaşayı önlemek ve sığınmacıların büyük bölümünün ülkelerine dönmeleri sağlamak için yapılacak harekata YPG ve çok değerli kadim dostlarımızın ağzı ile, yanlarına aldıkları gazeteci ve değerli aydınlarla! birlikte karşı çıkılır.
Terör destekçisi ülkelerin NATO üyeliğine Türkiye tarafından karşı çıkılmasını onaylamadıklarını, iktidar olduklarında, demokrasi havarisi, terör destekçisi, verdikleri silah ve mühimmatla Askerimizin şehit olmasına sebep olan bu ülkelerin NATO üyeliğine müsaade edeceklerini açıklamaları (Yunanistan'a müsaade ettik, Yunan çok uslu duruyor bize de madalya verdiler) Ne dersiniz, bu açıklamadan dostları çok mu memnun olmuşlardır.
Kendi kendinize soracağınız sorularla, kimlerin; geçmişine küfür etmeyen, çalışan, saygılı, bilgili, kutsal kitabımıza tekme atmayan vatan ve millet sevgisiyle dolu inançlı, özgürlüğünden ve bağımsızlığından taviz vermeyen neslin geleceğine zemin hazırlayabileceğini bulacağınızdan eminim.
Böyle güzel sağlıklı olayların yaşanması ve tekrar hatırlanmasından sonra, canınız sıkıldıysa biraz neşelenelim.
Hoca'ya birisi gırgır olsun diye:
-Hoca, demiş, ben kenefte (tuvalet) bile sakız çiğnerim! Bunun kitapta yeri var mı?
-Hoca, bu zevzek zirzopu bozmamak için
-Bak oğlum, demiş, bunu bir daha yapma!
Fakat, zirzop
-Anladık Hoca da... Sen bunun yerini kitap da gördün mü görmedin mi? Diye yılışınca,
-Hoca
-Hayır oğlum, demiş, ben görmediğim şeyi gördüm diyemem. Ama seni öyle kenefte sakız çiğneyerek çıkarken görenler, oraya ettiğin şeyi yediğini zannederler!