Türkçemizde çok anlamı olan” ipini koparan eşek” deyişi, bugün dünyamız üzerinde mazlum insanların hayatlarını zora sokan, emperyalist, kapitalist sömürgeci ülkeleri anlatan üç kelimeli muhteşem bir cümle.
İpini koparanların başında,1990 yılı sonrasındaki siyasi dalgalanmalarla semiren, kendine fazla emek harcamadan geniş otlama yeri açmak için her yeri çiftelemekten, önüne geleni ısırmaktan çekinmeyen ipini koparanların liderliğini yapan ABD, yeni bir otlama alanı açmaya yönelik, Güney Kore ve Japonya donanmalarıyla 8-14 Ağustos arasında Hawaii kıyılarında Kuzey Kore’ye karşı bir tatbikatı ileri götürerek 22 Ağustos-1 Eylül arasında Güney Kore'de “Ulchi Özgürlük Kalkanı” (yeni çıkaracağı kargaşanın adını özgürlük diye) adı altında düzenlenecek olan yaz tatbikatını açıklıyordu.
Sömürge düzeninin ipini koparanları otlak alanlarının küçüleceği gelecekte çiftelerinden korkulmayacağı endişesiyle, Türkiye`nin Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın sonlandırılması çabalarını dumura uğratmak, Rusya’nın savaşı uzatması için, Rusya devlet Başkanı Putin`in danışmanı, Rus siyaset uzmanı Aleksandr Dugin’e karşı düzenlenen suikastta, 30 yaşındaki kızı Darya Dugin ölüyordu.
Savaşın şiddetlenmesiyle, savaşın tetikçisi olan ABD`nin kuyruğuna takılarak, Rusya`ya karşı ambargo uygulayan, ülkelerini enerji krizine sokan Avrupalı yöneticilerin, kışın ülkelerinin enerji ihtiyacının nasıl karşılayacağı muamma iken, Türkiye`deki muhalefetin tüm ısrarlarına rağmen, ABD ve Avrupa ülkelerinin peşine takılmayan iktidarın, Rusya ve Ukrayna ile kurduğu dengeli ilişkiler ve aldığı tedbirler sayesinde görülüyorki kışı sıkıntısız geçireceğiz.
İpini koparmışların kuyruğuna takılmadan, iktidar tarafından izlenen bağımsız ve tarafsız siyaset, savaşın başlamasıyla ortaya çıkan ve uzun süre insanlığı tehdit eden gıda krizinin aşılması için oluşturulan tahıl koridorunun aksamadan yürütülmesini sağlıyor.
İpini koparmışların önde geleni, ülkemizde kendine yakın olan ipini çödüklerini desteklemesinin yanı sıra, güney sınırımızda komşu ülkede çıkardığı kargaşa sonrası oluşan boşluktan faydalanarak, 26 Ağustos 1071 tarihinde Sultan Alparslan “Doğu Roma (Bizans M.S 395-1453) İmparatoru Romen Diyojen`i yenerek açılan Anadolu kapısından, Fatih Sultan Mehmed`in 1453`de İstanbul’un fethi ile Türk yurdu haline gelen Anadolu’yu, destekledikleri terörist grupların yardımıyla parçalayarak sömürge yapma arzularını sürdürüyorlar.
Emperyalist, kapitalist sömürgeci ipini koparmışlara ve onların yerli işbirlikçi ipi çözülmüş kuklalarına güzel Türkçemizde özel bir yeri olan “eceli gelen it cami duvarına bevleder” cümlesini okuyup anlamalarını tavsiye ederim.
951 sene önce Anadolu’yu yurt edinen atalarımız ve bizler, bugüne kadar her türlü iç ve dış saldırıya, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK`ün "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" sözünde olduğu gibi, birlik ve beraberlikle karşı koyduk, koymaya devam edeceğiz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin, son olarak yazdıkları, Rusya Ukrayna savaşı senaryosuna uygun hareket etmemesini hazmedemeyen ipini koparmışın birisi Amerika’da yayınlanan, Wall Street Journal’ın (WSJ) ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Wally Adeyemun`un, ABD Ticaret Odası Türkiye Ofisi’ne yolladığı mektubuna binaen, “ABD’nin yaptırım uyguladığı Ruslarla iş yapan şirketlerin yaptırım riskiyle karşı karşıya olduklarını. Gazeteye bilgi veren kaynak aynı mektubun doğrudan TÜSİAD’a!!! da gönderildiğini söyledi.
Bundan kısa bir süre önce TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan'ın, Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı sonrası oluşan yeni küresel sistem tahlili sonrasında, ipini koparanlar karşısında, halkına güvenerek korkusuzca karşı koyan hükümetle gelecekte girecekleri kavganın büyüklüğünün göstergesi oluyordu.
“TÜSİAD’ın, mutlak olarak AB-ABD ekseninde yer aldığını (mektubu alınca ne düşündüler dersiniz!), Türkiye`nin AB- ABD bağımsız, çok boyutlu ve çok dengeli Milli çıkarlar doğrultusunda, Avrasya ekseninde yer almasının asla gerçekleşmeyeceğini açıkça ilan etti.”
Büyük bir gururla kutlayacağımız, zaferle sonuçlanan taarruz savaşı olan Başkomutanlık Meydan Muharebesinin, 100 yılında, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK`ün “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça terk edilemez” Sözü bu günde geçerli. İpini koparmışların yerli işbirlikçileri, teröristler dün olduğu gibi bugün de, gelecekte de hüsrana uğrayacaklar.
İneklere,
İnek ağaca bağlıydı, “İpini Koparan Eşşek” bunu gördü, geldi iyilik için ipi çözdü!
İnek komşunun bostanına girdi, kurusundan yeşilinden yemeye başladı.
Bostan sahibi çiftçinin karısı bunu gördü, çok kızdı. Evden tüfeği aldı ve ineği öldürdü.
Tüfek sesini işiten ineğin sahibi geldi, baktı ki ineği öldürülmüş, sinirlendi tabii, çekti tabancayı çiftçinin karısının üzerine boşalttı kurşunları.
Çiftçi kasabadan dönünce baktı karısı öldürülmüş, o da ineğin sahibini öldürdü.
İneğin sahibinin oğlu babasını öldürülmüş bulunca, kaptı tüfeği, bostan sahibini ve oğlunu öldürdü.
Bu kargaşanın haberi tarla sahibinin ailesine ulaşınca hepsi aldılar silahları, inek sahibinin evini bastılar, evde kim varsa hepsini öldürdüler, ne var ne yok talan ettiler, evi yaktılar.
“Eşeğe” soruldu;
- Yahu sen ne yaptın?
- Hiiiiç, dedi “ipini koparan”. Ben sadece ineği saldım!
Aklıyla-bilinciyle değil, duygularıyla davranan bir toplumu karıştırmak ve yıkmak isterseniz, ipini koparan eşeğe inanan, inekleri salın yeter...