İnsan vücudunun gelişimi için gerekli olan besinlerin sindirimlerinin ağızda başladığı, sağlıklı organik taze besinlerin küçük parçalar halinde alınması ve gerektiği kadar çiğnenip sonradan yutulmasının, hazmetmeyi kolaylaştırarak mide ve bağırsakların sağlıklı çalışmasına yardımcı olduğu hepinizin malumudur.
Ağız ve diş sağlığıma verdiğim önemden dolayı, değer verdiğim diş hekimi, güzel insan, adam gibi adam dostumun muayenehanesinde, sonradan emekli eğitimci olduklarını öğrendiğim şahısların gençlerle ilgili yaptığı yorumlara sesiz kalamadım. Çocukların yetişmesinde kendi sorumluluklarını hatırlatmam üzerine, "Kabahati gelin yapmışlar kimse almamış" sözündeki gibi, savunmaya geçerek sorumluluğu, çevre ve ailelerin üzerlerine yıkmaya çalıştılar.
Peki, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK bu konuda ne düşünüyordu; Öğretmenler her fırsattan yararlanarak halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutan bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır. (1927) ve en önemli ve verimli vazifelerimiz milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde kesinlikle zafere ulaşmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu şekilde olur.
Ülkemizin kalkınması ve bağımsızlığımız için gerekli olan, ilimle yoğrulmuş bilimin ışığında, bizlere bırakılan emaneti, emperyalist kapitalist sömürgeci ülkelerin ve yerli işbirlikçilerinin her türlü ahlaksızca acımasızca oynadıkları oyunlara karşı koyarak, gelecek nesillere aktarmak olduğunu aklımızdan çıkarmamamız gerekir.
İnsanlar arasında dayanışmanın yardımlaşmanın en belirgin günlerinden olan Kurban Bayramı sırasında, insanlığa, bilhassa ülke insanımıza yakışmayacak (hiç kimseye hangi ülkede, hangi senede hangi ırk ait, hangi cinsten, hangi anne babadan doğacağı sorulmuyor) Afrikalı bir aileye kendini bilmez, kendini diğer ırklardan üstün gören, ırkçı insan müsveddesi tarafından yapılan esef verici tacizin temelinde, bu tiplerin çocukluklarından itibaren ilimle yoğrulmuş bilimle donatılmadıkları yatmaktadır.
İslam dini mensubu olarak bizlere bu konuda yön gösterecek olan şahıs kendini bilmez, bir kaç oy uğruna, insanlar arasına nifak tohumu eken şahsiyetsiz kişilikten yoksun zavallı zevat yerine, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammet (sav) olmalı.
Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Hz. Muhammet (sav)
Emperyalist kapitalist sömürgeci ülkeler, her dönemde çıkarları için bukalemun gibi renk değiştirerek ülkeleri ve insanları kendi çıkarları doğrultusunda, dostane bir şekilde yerli işbirlikçilerini kullanarak yönlendirmekten çekinmezler.
İlim ve bilimle donatılmamış milli düşünce ve duyguları dumura uğramış, emperyalist kapitalist sömürgeci dostlar edinerek hasbel kadar bir yerlere gelmiş yönetici sıfatına haiz olanlardan bazılarının, asıl işlerini yapma konusunda yapılan uyarılar karşısında "Vız gelir, tırıs gider. Hiç umurumda değil" diyerek, kendi menfaatleri doğrultusunda çalışmaktalar.
Ülkeye ve insanlığa hizmet ettiği iddiası ile yabancı dostların desteğini almayı kendileri için bir başarı olarak gören, siyaset yaptığını zanneden zevata verilecek en iyi cevap; Bir hükûmet iyi midir, fena mıdır? Hangi hükûmetin iyi veya fena olduğunu anlamak için, “Hükûmetten gaye nedir?” bunu düşünmek lâzımdır. Hükûmetin iki hedefi vardır. Biri milletin korunması, ikincisi milletin refahını temin etmek. Bu iki şeyi temin eden hükûmet iyi, edemeyen fenadır. 1923 Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Bazı zevat ve bunların yer aldığı siyasi partiler kendilerini Cumhuriyetimizin kurucusunun mirasçısı ve havarisi olarak görseler de bunlara en anlamlı cevabi; Benim havarîlerim yoktur. Memleket ve millete kimler hizmet eder ve hizmet liyakat ve kudretini gösterirse havarî onlardır. 1923. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK (Nutuk II, s. 794) veriyor.
Her dönemde emperyalist kapitalist sömürgeci ve NATO da ki dostlarımız!, yerli işbirlikçi maşalarıyla birlikte, ülke insanımızın Peygamber ocağı diye tabir ettiği şanlı Silahlı Kuvvetlerimizi kullanarak, çeşitli zamanlarda yaptıkları askeri darbeler sonrası, ülkemizin milli sanayi ve ekonomik gelişmesini sekteye uğrattılar.
İç ve dış siyasetimizde, ülkemiz aleyhine gelişmeler yaşansa da çıkarları doğrultusunda istedikleri yönü belirlemekten geri durmadılar.
Millet olarak ülkemiz üzerinde emperyalist kapitalist sömürgeci ülkelerce oynanan oyunları anlatmak için caba sarf
Güzel Türkçemizdeki "Bir Musibet bin nasihatten evladır" atasözünde anlatıldığı gibi, 2016 senesi 15 Temmuz darbe kalkışması yakın tarihimizin son musibet örneği olarak hafızamızda tazeliğini korumakta.
Ülke bağımsızlığının devamını isteyen vatanseverler, sözde Müslüman olduğunu iddia
Bu güzide insanlar, sıcak yuvalarına, sevdiklerine geri dönmeyi düşünmeden, çıplak elleriyle yüreklerindeki iman ve vatan sevgisiyle, emperyalist satılmış işbirlikçi hainlere karşı koyup, hayatlarını gözlerini kırpmadan ülke uğruna feda eden, Ömer Halis Demir ve 251 şehidimize yüce Allah cc rahmet dilerken, minnetle anıyor, 2734 Gazimize acil şifalar diliyoruz.
Emperyalist kapitalist sömürgeci güçlerin daha çok kazanma hırsı yüzünden, çeşitli kimyasallarla genetik yapısı bozulmuş gıda maddelerinin sindirim sistemimizdeki etkileriyle gelişmemizi engelleyerek sağlığımızı bozduğu hepinizin malumu.
Ülke insanımızın manevi ve milli duygularına aykırı emperyalist kapitalist sömürgeci ülkelerin fikirleri ile suni şekilde beslenen yerli hain işbirlikçilerin ülke aleyhine yaptıkları çalışmalarıyla, birlik ve beraberliğimizi bozmasına müsaade etmeyelim.