100 sene önce, sırtını emperyalist kapitalist sömürgeci ülkelere dayayarak ülkemizdeki belli bölgeleri ve güzel İzmir’i 3 yıl 3 ay 24 gün işgal eden Yunan ordusu, 9 Eylül 1922 senesinde, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz`dir, ileri” emriyle harekete geçen Türk ordusunun önünden, kuyruğunu sıkıştırmış itin kaçışı misali İzmir’den kaçıyordu.
Türkçemizdeki “Yenilen pehlivan güreşe doymazmış” deyişinde olduğu gibi, fırsat buldukça sırtını dayadığı kapitalist sömürgeci emperyalist ülkelerin çıkarları doğrultusundaki kışkırtmaları neticesinde, Türk milletinin sinir uçlarına dokunmakta bir beis görmedikleri gibi, verilen cevaplar karşısında suçsuz mazlum ülke rolü üstlenerek, ülkemizi ağa babalarına şikâyet etmekten geri kalmıyorlar.
İşin tuhaf yanı, hepinizin bildiği gibi biz Yunan ve diğer ağa babaları olan emperyalist kapitalist sömürgeci ülkelerle NATO denen, (benim için ne idüğü belirsiz olan) kuruluşta birlikteyiz.
Yunan’ın NATO’ya geri gelmesine evet diyerek, her fırsatta ülkemizi şikâyet etme imkânı sağlayan, 1980 askeri darbesinin değerli yüksek şahsiyetleri! bu güzide hizmetlerinin karşılığı olarak, en kalitelisinden yüksek miktarda kınaya layıklar.
Kapitalist emperyalist sömürgeci ülkeleri kendilerine dost edinen, milletine yabancılaşmış, bir zamanlar dış ülkelerde, Cumhurbaşkanını dolayısıyla Türk Milletini temsil görevi verilmiş emekli Büyükelçi beyefendinin; Ege denizini Yunan gölü olması için uğraşan Yunan tezini destekler açıklamalar yapmasına, neden S400 aldık diyenlere ne demeli.
İzmirli çok iyi bilir Simi adası İzmir’in doğusunda kalır, yani Türkiye topraklarına yakın, bir başka ada Sakız, Sisam, Midilli, hele Antalya’nın dibinde sadece
At, at tut, yat yat uyu ip atla, diyerek çocuk yetiştirir, burnumuzun dibindeki adaları anlatmaz isek, Yunanistan’ın
Son günlerde, Yunan hükümetinin ayranının kabartıldığını gözlemliyoruz ve ne yazık ki bu pervasızlığa karşılık hükümet dışında Yunanistan’ın düşmanca tavrına karşı Milli birliğin sesi olması gereken Muhalif cenahtan çıt çıkmıyor. Acaba diyorum, dostları siz ses etmeyin mi dediler!
Hepimizin gözü önünde sahnelenen Yunan kirli oyunu, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, Türkiye Cumhuriyeti’ni, NATO`ya, AB`ye, Birleşmiş Milletlere şikâyet edecekmiş. Yüzsüzlüğün dik alası. O kadar hazımsızlar ki, NATO`nun 30 Ağustos ile ilgili paylaşımından rahatsız oldular, ne de olsa kuyruk acıları var!
Ne dersiniz Lozan’ın güncellenmesi, Türkiye`nin NATO üyeliğini gözden geçirmesi, bu gün yüzde 80 yerli olan savunma sanayiinin daha da yukarılara çıkarılması, ABD dostluğuna güvenenlerin uyanması, yeni müttefikliklerin kurulması, 12 Adaları zamanında vermişiz diyerek zihnimize kazınan, burnumuzun dibinde Anadolu’nun parçası olan adaların, Anadolu’ya katılmasını sağlar mı!!!
30 Ağustos 2022`de ölen Michail Sergejewitsch Gorbatschow`un, SSCB 1990 senesinde dağıtmasıyla bozulan dengeyle, tek jandarma konumuna gelen ABD`nin Yunanistan’da 9 Askeri üs kurmasıyla (Hangi düşmana karşı dersiniz) dört ayağının güç kazandığını zannederek, bevl edeceği cami duvarı arayan Yunan hükümeti, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözüyle duvarın sahipsiz olmadığını gördü.
100. yılını büyük bir gururla kutlayacağımız 9 Eylül İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunu, ülkemiz insanının nice yüzüncü yılları sorunsuz kutlaması için, nasıl bir çaba göstermesi nelere dikkat etmesi gerektiğini, büyük şair Mehmet Akif Ersoy`un “Geçmişten adam hisse kaparmış.. Ne masal şey!/ Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?/ 'Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar;/ Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?..“
Dizelerini aklımızdan çıkarmadan kimlerle dost, kimlerle çıkar ilişkisinde olmamız gerektiğini bilerek hareket edelim. Biz Anadoluluyuz…
İzmir’de düşmana 15 Mayıs 1919`da ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin Recep (gerçek adı, Osman Nevres) ile Hükümet Konağı'na bayrağı diken ilk kişi, süvari Yüzbaşı Şerafettin Bey’e kadar tüm şehitlerimize, gazilerimize Allah cc rahmet niyaz ederim.