Son dönemlerde gelişen olaylara bakarak ülkemizde yazının başlığı olan kelimelere uygun insan sayısının artışını hayret ve şaşkınlıkla izlemekteyim.
Yobaz (Tutucu, Sorgulamayan, Bağnaz) dindar! kişiler olduğu gibi, Laik ve Atatürkçü kişiler de oluyorlar. Bu zatı muhteremleri dinlerken, din, Laiklik ve Atatürk adına neyi savundukları hep ilgimi çekmiştir.
Yobazlar din konusunda birtakım şeyler söylemeye başladıklarında, Kur`an-ı Kerim’den (kendi kafalarına göre yorumladıkları) bir ayeti, Hz. Peygamber (s.a.v) bir hadisini (kendi yorumlarını) veya bir İslam aliminin sözünü, konuşmalarının içinde ya da sonunda ifade edip, temiz, lakin din konusunda cahil (ait olduğu din konusunda uzunca bir zaman, çeşitli yasaklamalarla okuyarak araştırarak doğru bilgi edilmesine fırsat verilmeyen) kulaktan dolma bilgilerle inancını yaşamaya çalışan insanlar üzerinde tahakküm kurarak, çıkarları doğrultusunda yönetirken, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından, 3 Mart 1924 tarihinde Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'nin yerine kurulan, T.C. Diyanet İşleri Başkanlığına demediklerini bırakmazlar.
Bu tip Din yobazlarının, nefisleri pohpohlanmayı çok sevdikleri, isimlerinden söz edilmesinden emperyalist hoşlandıklarından, güç odaklarının vatan haini taşeronlarının bulundukları görsel ya da yazılı basındaki programlarında sıkça yer alıp, ülke yönetimi ve İslam inancı ile ilgili konularda uzmanmış gibi beyanatta bulunarak, İslamiyet’teki değerlerin yıpratılmasına, ülkenin parçalanması için yapılan işlere alet olurlar.
Dini Yobazlar böyleyken, Laik ve Atatürkçü yobazlar ne yaparlar, sizlerde onları dinlerken, ne düşünürler, neyi niçin savunurlar, konularla ilgili ne düşünürler merakı oluştu mu?
Atatürkçü geçinenler, gündelik her olayda ATATÜRK adını andılar mı her şeyin güllük gülistanlık olmuş bitmiş olduğunu mu zannediyorlar!
Bu tür zevat kendilerinin en Atatürkçü olduğunu belirtmek için, ne sıklıkla Anıtkabir’i ziyaret ettiklerini. Bazı konuların tartışıldığı yerlerde, kalabalığı gördüklerinde konu ile ilgisi olmasa da Gazinin ismini yüksek sesle zikrederek, Onun gösterdiği yolda ilerleseydik ya da bu gün aramızda olsa böyle olmazdık gibisinden hamasi lafları bolca ederler, ederler de! ne yapılması, nasıl yapılması konusunda fikir beyanında bulunmadıkları gibi, sorumluluk alarak “ellerini taşın altına sokmazlar.”
Bu gün ülkeyi bölmeye çalışan terör örgü PKK`nin siyasi kolu YPG için “Vatanını kurtarmaya çalışan bir oluşum” diyebilen, onların uzantısı olan emperyalizmin yerli işbirlikçilerinin T.B.M.M bulunmaları için yaptıkları çalışma yetmemiş gibi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin, Grup Başkan vekilinin “HDP'nin PKK ile ilişkisi varsa minimalize etmesini ben de isterim. İddialar var, gördüğüm bir ilişki ben bilmiyorum." diyerek göz ardı etmesi, nasıl Atatürkçülük ile bağdaşır!
Terör hangi ülkede hangi hakkı! aramak amacıyla yapılırsa yapılsın (Hiçbir ülke kendini parçalamaya çalışan terörist guruplara Demokrasi adına! müsaade etmez), Emperyalizmin masası teröristler masum insanların hayatları kaybetmelerine sebep olurlar (İnsanın en temel hakkı yaşam hakkıdır) ve sadece kan emici Emperyalistlerin çıkarlarına hizmet ederler.
Peki Laik yobazlar başka mı davranırlar! Tabi ki hayır, her türlü olumsuzluğun müsebbibi olarak ülke insanın inancını (basta kılık kıyafet) günlük hayatına yansıtarak yaşaması, İslam dininin kurallarını göstermeleri, seküler bir yaşamı toplumun her kesimine dayatma çabasından asla vazgeçmez ve ilerlemenin önünde en büyük engel olarak İslam Dinini göstererek, derler ki; “İlerlemiş medeni Avrupa ülkeleri laiklikle yönetiliyor!” (İslam Dini ilerlemenin önündeki engelse: Afrika Asya ve Güney Amerika`daki bir çok ülke Islam dininden değil. Onlar çok mu medeni ve ileri!!! dersiniz).
Uygar ve medeni olduğunu düşünen insan, taassupsuzlukla, karşısındakine hoşgörülü olmasını, bağışlamasını bilmelidir. Karşısındakini hor görerek, hayat tarzını ve inancını aşağılayarak zorbalaşan insanların meydana getirdiği topluluklar, dağılmaya mahkumdur.
Ülkemiz için tehlikeli olduğunu düşündüğüm bir başka güruh; Okuldan mezun olmayı diploma sahibi olmayı insan olmakla! (diploma insanın cehlini alsa da hamurunda varsa eşeklik, baki kalır) es tutan, insan müsveddesi okumuş cahil güruhu. Bu guruptaki insanlar, düşünce ve fikirlerini, bulunduğu mevkiinin imkânlarıyla elde ettiği bilgileri, şahsi menfaatleri için başkalarına satmayı zül addetmeyen, devlet görevinde, yazılı (satılık kalemler) ve görsel basındaki hainlerdir.
Türk milleti olarak sonsuza dek, özgür, mesut ve bağımsız olarak yaşamak için , her türlü yobazla, cehaletle, okumuş cahille, içimizdeki hainlerle savaşarak, yaptığımız her işte muvaffak olmak için, Bilimin ve İlimin ışığında, Milletimizin ferasetine güvenerek var gücümüzle çalışmak zorundayız.