Gazeteci Muzaffer Tezel, şimdi ‘dış haberlerle ilgilenmenin’ zamanı dedi.
Yurt içi ve yurt dışındaki kurgulardan, senaryolardan söz etti.
Suriye’ye, Türkiye’ye gelen giden önemli kişileri anlatarak, sıkıntısını dile getirdi.
Ve ‘Biz kafayı siyasete taktık! Ama geleceğimizi ilgilendiren çok önemli dış konularda var!:’ diye konuştu.
Ne diyeceğimi şaşırdım!
Çünkü sözünü ettiği konuları da aşağı yukarı biliyorum.
*- NEYE KARŞI GÜVEN?
Örneğin;
Ortadoğu’da üç ülkeyi ziyaret edeceği gezisine dün Amman’da başlayan ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in ABD’nin müttefiklerine güven vermeyi hedeflediği düşünülüyor.
Öte yandan Austin’in bölgedeki insan hakları ihlallerini gündeme getirmesi bekleniyor.
Bayram değil seyran değil ne güveni bu?
Aklıma gelmişken söyleyeyim:
Çin savunma bütçesini yüzde 7,2 arttırıyor.
Pekin bu yıl savunma bütçesini yüzde 7,2 arttırma kararı alırken Başbakan Li Keqiang orduya çatışma hazırlığını arttırması çağrısı yaptı
ABD Genelkurmay Başkanı Milley ise önce İsrail’de idi.
İsrail, ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’ye İran’ın nükleer silahlanmasına karşı kesintisiz işbirliği çağrısında bulunurken, Uluslararası Atom Enerjisi Dairesi (IAEA) Başkanı Rafael Grossi de İran’a gitti.
*- DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NA ÇAĞRILDI
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley’nin hafta sonunda Suriye'nin kuzeydoğusuna yaptığı ziyaretten Türkiye’nin duyduğu rahatsızlık Flake’e iletildi.
Çünkü;
Amerika Genelkurmay Başkanı Mark Milley Suriye’nin kuzeydoğusuna sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi.
Bölgedeki Amerikan askerleriyle bir araya gelen Milley, IŞİD’le savaşmak için Amerikan askerinin bölgede olmasının riske değer olduğunu belirtti. Suriye, Milley’nin ziyaretini kınadı. Bunlar arı kovanına çomak sokmakta bir numaralar…
*- BİZİ YAKMAK İSTİYORLAR
Amerikancılar bakın ne diyor?
‘Rusya’yla Çin ve İran’a Karşı Bölgedeki Denge Türkiye!’
Rusya’nın Ukrayna savaşında İran’dan aldığı destek Washington’da da gündemde.
Hudson Enstitüsü’nden Mike Doran Rusya, Çin ve İran’ın bölgedeki etkisini dengelemek için Türkiye’yi işaret etti.
Aslında bizi bir şekilde mutlaka harbe sokmaya çalışıyorlar, bazılarını da buna inandırmaya gayret ediyorlar.
Gelişmeleri daha iyi analiz edebilmemiz için anlatayım:
*- BİDEN VE SCHOLZ GÖRÜŞTÜ
Başkan Joe Biden, çalışma ziyareti kapsamında Washington'a gelen Almanya Başbakanı Olaf Scholz'u Beyaz Saray'da ağırladı. Görüşmenin ana gündem maddesi Ukrayna savaşı ve Çin'in Rusya'ya olası desteği oldu.
ABD Ukrayna'ya 400 milyon dolar değerinde yeni bir askeri yardım açıkladı. Kiev’e Rusya’nın işgaline karşı koymasına yardım etmek üzere yapılacak bu ek yardım cephane paketinin yanısıra diğer destek unsurlarını kapsıyor.
*- İRAN’DAKİ YOBAZLAR
Geçenlerde yazmıştım…
İran’da okullara gitmesi istenmeyen kız çocuklarının zehirlendiklerinden…
Uzun uzun anlatırken, bizdeki yobazlardan ve Afganistan’daki olayları beğenen ve kutlayanların kulaklarını çınlatmıştım.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, son zamanlarda yüzlerce kız öğrencinin en az dört farklı şehirde zehirlenmesinden Tahran’ın düşmanlarını sorumlu tuttu.
İlk defa bir hükümet yetkilisi zehirlenmelerle bağlantılı bir tutuklama duyururken, BM şeffaf soruşturma çağrısı yaptı.
Neyse, ben şimdi havayı değiştireyim:
Örneğin;
Çinlilerin uğursuz ve uğurlu rakamlarını biliyor musunuz?
*- ÖNCE ŞAŞIRIRSINIZ
Shanghai’nin iş merkezi Pudong’da gökdelenlerden birinde asansöre bindiğinizde şaşırabilirsiniz.
Çünkü katları gösteren düğmelerde 4’üncü kat bulunmaz.
Çünkü Çinliler için 4 uğursuzluk getiren bir rakam!
Üstelik Uzakdoğu’daki 4 takıntısı, Batı ülkelerinde ve bizde görülen 13’e dönük batıl inançtan daha köklü.
*- DÖRT RAKAMI YOK GİBİ
Çin ve diğer Uzakdoğu ülkelerinde “
Çünkü Çince’de 4 rakamı ölüm sözcüğüyle çok benzeşiyor.
Bu inanç öylesine yerleşmiş durumda ki Çinliler hasta birinin yanında 4 rakamını kullanmaktan çekiniyorlar.
Üstelik söz konusu benzeşme salt Çince ve türevlerinde değil, Korece, Vietnamca ve hatta Japonca’da da var.
Dolayısıyla Uzakdoğu’nun günlük yaşamında 4 rakamı atlanıyor.
Örneğin sokakların ve dairelerin numaralanmasında, hastane odalarının sıralamasında sıkça bu durum yaşanıyor.
*- BOLLUK SEMBOLÜ
Buna karşılık 8 rakamı ise bolluk ve zenginlik sembolü olduğu için toplumca çok seviliyor.
Bu inanışlar ekonomik hayata da yansıyor.
Örneğin içinde 4 rakamı olan telefon abonelikleri diğerlerine göre daha ucuz.
Bazı akıllı telefon markaları, piyasaya 3’üncü modelden sonra çıkardıkları versiyona rakam değil de bir ad koymayı tercih ediyor.
Pek çok sürücü plaka alırken idari işlemlerin pahalıya gelmesini göze alarak plakalarının 4 rakamı taşımamasına dikkat ediyor.
Buna karşın bazıları da hayatta ne kadar başarılı olduklarını arabalarını sürerken göstermek için pahalıya mal ettikleri çok sayıda 8 rakamı taşıyan plakalarını gururla gösteriyorlar.