‘Uyarı!’
Bence en önemli yani değerli bir sözcük…
‘Uyarı’yı kim yapar?
Seni sevenler, doğru ile yanlış arasındaki farkı bilenler…
En azından kitap okuyanlar ya da tecrübesi olanlar…
‘Uyarı’ çocukluktan itibaren yaşamın her alanında vardır, önümüze çıkar…
Bazıları da komiktir…
Parklarda görürüz, ‘Çimlere basmayınız!’ diye…
Ama çoğu bizi doğruya götürmeye yöneliktir…
Trafik işaretleri, ya da görgü kuralları gibi..
Komşuluk münasebetleri de bunlara dahildir..
Ama son zamanlarda ‘uyarı’ya uymayan, önemsemeyen, ‘Her şeyi ben bilirim!’ diyenler o kadar çoğaldı ki, anlatılacak gibi değil…
Özellikle siyaset sahnesinde ve çarşı pazarda bunun örnekleri fazlasıyla önümüze çıkıyor…
Hatta normal yaşantımızda bile!
İsterseniz, aracın penceresinde çöp atanları, ya da elindeki çöpü yola tanları uyarmaya kalkın bakalım ne olacak?
İnsanlar bu yüzden ‘sinir hastası’ oldu…
Psikiyatristlerin kapıları sıra bekleyenlerle dolu…
Antidepresen kullananların sayısı da arttı…
Ama buna mukabil uyuşturucu kullananların sayısı da az değil…
Arada büyük fark var, ama bunları, yani daha önemlisi insanlarımızı bu konuda da kullanan ve büyük kazanç sağlayanlar az değil…
Her konu birbirine bağlı…
Zincirin halkaları gibi…
Şurası gerçek ki, bu bataklığı sapmış olanların kurtarılması çok ama çok zor, aynen kumar illeti gibi…
Aklıma ‘Küfür’ geliyor…
Küfür dinen de hukuken de yasak…
Ama bir de ‘Küfür müsekkindir!’ yani ‘ilaçtır!’ diyenler de var…
Yani rahatlama ve terapi gibi görenler de…
Ama şartlar ve ‘uyarı’ dan nasibini almayan, insanları ‘küfürbaz’ yapıyor…
Bunları görüyor ve yaşıyoruz…
- İSVEÇ VE FİNLANDİYA’YA TAM DESTEK
Başkan Biden, Türkiye'nin muhalefet ettiği İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılım başvurularına güçlü desteğini açıklamak için iki ülkenin liderleriyle Beyaz Saray’da bir araya geldi.
Finlandiya Cumhurbaşkanı, ‘Türkiye'nin tüm kaygılarını görüşmeye açığız’ dedi.
Tarihe meraklılar bilir;
Finliler ve Macarlar da Türk soyundan geliyor.
Orta Asya’dan göç eden Türk boylarındanlar.
Ama nedense tüm göstergelere rağmen ‘Türk’ olduklarını kabul etmiyorlar.
Konumuz bu değil ama yeri gelmişken anlatmak, belirtmek istedim.
Şunu da söyleyeyim:
Şu anda NATO konusunda tüm ipler bizim elimizde.
NATO üyelerinden biri örneğin biz ‘Hayır’ dersek kesinlikle ne Finlandiya ne de İsveç isteklerine kavuşamaz.
Aslında bu ülkelerden fazla Amerika bunu istiyor.
Çünkü dünya liderliği elinden gidiyor.
Sözünü artık tam geçiremiyor.
Amerika NATO’yu büyüterek hem en büyük rakibi Rusya’ya karşı bir tık daha ileride olmak istiyor, hem de silah ticaretini büyütmek…
Rusya’ya olan yaptırımları biliyoruz.
Geçenlerde bizi Amerikalılar dolaylı yönden tehdit ettiler.
Sözcüleri, 20 ülkeye ki bunların içinde biz de varız, ‘Rusya’ya karşı yaptırımları yapmayanlar sonucuna katlansınlar!’ dedi.
Biz de açık ve net söylüyoruz:
‘Hem Rusya hem de Ukrayna’ya denge politikası uyguluyoruz. Yaptırım her iki ülkeye de yapamayız!’ dedik…
Bir anımsatma yapayım;
Bir zamanlar Yunanistan NATO’dan çıktı, Sovyetler Birliği yani Rusya ile ilişkilerini kuvvetlendirince.
Sonra Avrupa’nın bu şımarık çocuğu tekrar başvurdu.
Demirel Hükümeti ‘Hayır!’ dedi…
Sonra Ecevit Hükümeti geldi, yine başvurularını tekrarladılar, Türkiye’den yine ‘Hayır!’ yanıtını aldılar…
Bıkmadan beklediler, sabırla…
İhtilal olunca Amerikalı dört yıldızlı bir general geldi, ‘Yunanistan’a istediklerinizi kabul ettireceğiz’ sözünü verdi.
Kenan Evren ‘Tamam’ dedi…
Ve Amerika sözünden döndü…
‘Hükümet değişti, biz içişlerine karışamayız!’ denildi.
Kenan Evren’e ‘Ne oluyor?’ denildiğinde, ‘Asker sözü verdim!’ demişti…
Siyasette de, uluslararası anlaşmalarda da ‘Söz’ geçerli değil, belge önemli…
Bu söz ve belge konularını arada hep örnekleriyle gündeme getiriyorum…
Yakın zamanda İzmir Ticaret Odası’nda, tüm varlığını İzmir ve İzmirli sayesinde elde eden, önemli yerlere gelen, getirilen bir kişi yaptığı konuşmada, ‘İzmir ve Egelilerin Yunan’a bir kurşun atmadığını, teslim olduğu yolunda aşağılayıcı’ laflar etti.
Kimseden ses çıkmadı…
Tabii bu konuşmalar kayıtlara girdi…
Bizden sonrakiler görecek, bu konuşma ileride ‘Belge’ olarak birileri tarafından kullanılacak…
Örneğin bölücüler ve Amerikancılar tarafından da…
Sadece bir kişi, Ödemiş Belediye Başkanı bir gün sonra açıklama yaptı…
Ama bu açıklama ve tenkit lafta kaldı…
Belge olarak İzmir Ticeret Odası kayıtlarına girmedi…
Nedense herkes kulağının üzerine yatıyor…
‘Benden sonra tufan’ diyenler ‘vatan millet, memleket’ diye nutuk atıyorlar ya, bunları pabucuma anlatsınlar!