Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2021 yılında güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuklarla ilgili açıkladığı verilere göre hem suça sürüklenen hem de suç mağduru olan çocukların sayısı bir önceki yıla göre arttı
Türkiye'de geçen yıl güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı bir önceki yıla göre yüzde 10,8 artarak 499 bin 319 oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılında güvenlik birimine gelen veya getirilen çocuklara ilişkin istatistikleri yayımladı.
Suça sürüklenen çocuk sayısı arttı
Çocukların 207 bin 999'u mağdur olarak, 132 bin 943'ü suça sürüklenme sebebiyle, 70 bin 905'i bilgisine başvurma amacıyla, 67 bin 518'i kabahat işlediği iddiasıyla, 19 bin 277'si kayıp olması sebebiyle, 677'si ise bu nedenlerin dışında kalan diğer nedenlerden dolayı güvenlik birimlerine geldi veya getirildi.
Bir önceki yıla göre mağdur çocuk sayısında ve suça sürüklenen çocuk sayısında artış oldu.
2020 yılında mağdur çocuk sayısı yaklaşık 171 bin, suça sürüklenen çocuk sayısı ise 114 bin kadardı.
Kayıp çocuk sayısında ve kabahat işlediği iddiası ile gelen çocuk sayısında ise azalma oldu.
2020 yılında kayıp çocuk sayısı 22 bin, kabahat işlediği iddiasıyla gelen çocuk sayısı ise 84 bindi.
Söz konusu çocukların karıştığı olayların 132 bin 943'ü suça sürüklenme nedeni ile gerçekleşti.
Bu çocukların yüzde 36,6'sına yaralama, yüzde 27,2'sine hırsızlık, yüzde 5,1'ine uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, yüzde 4,3'üne tehdit, yüzde 3,8'ine ise cinsel suçlar isnat edildi.
Güvenlik birimlerine mağdur olarak gelen 207 bin 999 çocuğun yüzde 89,4'ünü suç mağduru, yüzde 10,6'sını takibi gereken olay mağduru çocuklar oluşturdu.
Suç mağduru olarak gelen veya getirilen 186 bin 14 çocuğun yüzde 57,4'ü yaralama, yüzde 13,1'i cinsel suçlar, yüzde 12,4'ü aile düzenine karşı suçlar, yüzde 4,5'i tehdit, yüzde 12,6'sı bu nedenlerin dışında kalan diğer nedenlerden dolayı mağdur oldu.
SİZİ ÇAĞIRIYOR!
İzmir'in Urla ilçesine bağlı Barbaros Köyü’nde İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Urla Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen Barbaros Oyuk Festivali, (tarla korkuluğu) başlayacak. Üç gün sürecek olan festival gene çok renkli.
Kaybolan değerler üzerinde farkındalık yaratmak, tarımsal üretimi artırmak ve Barbaros köyünü markalaştırmak hedefiyle hazırlanan Barbaros Oyuk Festivali'nin açılışı ile birlikte birbirinden güzel etkinlikler gerçekleşecek.
Sergiler, sokak sergileri, yerel ürünlerin satıldığı gıda stantları, el işi, ev işi tasarım ürünlerin satıldığı hediyelik eşya stantları, çatkapı evleri, fişsiz müzik performansları, söyleşiler, sanat atölyeleri, çocuk atölyeleri, yarışmalar, yeme – içme, temsili gelin çıkarma etkinliği gibi birçok aktiviteyi bir arada görebileceksiniz.
Üzerlerine sosyal mesajların yerleştirildiği farklı tasarımlara sahip korkuluklar, köyün çeşitli noktalarına yerleştirildi.
Tarla korkuluklarının köyü basıp, köylüyü üretime çağırmaları hikayesi üzerine kurulan festivalin bu yıl 5. ‘si yapılacak.
Festival, pazar günü sona erecek.
SIĞINMACI TARTIŞMASI BÜYÜYOR
Meksika sınırından ABD’ye gelen ve Arizona ya da Teksas’taki gözaltı merkezlerine yerleştirilen sığınmacıların çoğunun New York'a gönderilmesi, New Yorklu yerel idarecilerin tepkisini çekiyor.
New York’ta yaşanan silah şiddeti hız kesmeden sürüyor. Çeşitli semtlerde kurulan yeni güvenlik birimleri, arttırılan polis devriyeleri, dar gelirli gençler için eğitim ve iş programlarından da henüz olumlu sonuç alınamadı.
ŞİDDETE KARŞI FARKINDALIK EYLEMİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kadın çalışanları için geliştirdiği Personel Geliştirme (PERGEL) projesi üyeleri, kadınların yaşadığı şiddette dikkat çekmek için Kültürpark Basmane kapısı önünde toplandı. Artan kadın cinayetlerini ve erkek şiddetini protesto eden kadınlar, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Bağır bağır herkes duysun, erkek şiddeti son bulsun” sloganları attı. PERGEL üyesi avukat Özlem Durmaz, cinsiyete dayalı şiddetin her türünün ağır bir insan hakkı ihlali olduğunu söyleyerek, “Şiddet uygulayan erkeğin değil de kadınların yaşam tarzı yargılandığı için kadınlar her gün şiddete maruz bırakılıyor. Kadınlar, şiddet cezasız kaldığı için her gün öldürülüyor. Erkek egemen zihniyetin ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın sonlandırılması için uygun tedbirleri alıp uygulamak yerine mevcut yasal düzenlemelerin bile geriye çekiliyor olması nedeniyle kadın katliamının sonu gelmiyor” dedi.
KÖY HALKI YARDIM BEKLİYOR
Menderes ilçesine bağlı Çatalca köyü sakinleri, unutulmakta olan imece geleneğini yeniden hayata geçirerek köylerine yeni bir okul ve meydan kazandırmaya çalışıyor.
Köy halkı, köylerinde bulunan Orman Genel Müdürlüğü’ne ait araziyi ihaleye girerek 2 milyon 300 bin liraya almaya hak kazandı.
800 nüfusa sahip köyde yaşayanlar, mevcut meydan ve okulun, ihtiyacı karşılamadığı için bu işe giriştiklerini söyledi.
Geçimlerini üzüm ve zeytinden kazanan köydeki üreticilerden Orhan Aktaş “Bir meydanımız yok. Burası aynı zamanda üzüm satış alanımız. Burada birbirimizin üzerine çıkıyoruz. 3-4 tane alıcı var. Üzüm satacağız diye uğraşıyoruz. Adamlar geliyor bırakıp gidiyorlar. Çünkü yer yok. Tüccar da üretici de kamyonunu nereye koyacak, satacak? Biz orada
İhale meblağını yatıracakları tarihin yaklaştığını söyleyen köylüler, bunun için güçlerinin yetmediğini vurguladılar; “Meblağın yüzde 25’ini ve 460 bin lira tapu masraflarını yatırmamız gerekiyor. Bize Eylül’ün ilk haftasına kadar 1 milyon 200 bin lira para lazım. Geri kalanı da iki yılda üç ayda bir taksitle ödenecek. Ama bu, bizim boyumuzu aşıyor.
Biz bir işin içine girdik ama bu işi güzel bir sonuca bağlamak lazım. Bu meydana adını yazdıracak ya da ‘bu köyün yanında ben de varım’ diyen hayırsever insanlar varsa onların desteğini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.