Yine Yeni Asır günleri..
Ben ve arkadaşlarım haberden habere koşturuyoruz…
Haber merkezimizin en başarılı günleri.
Atlatma haberlerle gündemi değiştiriyoruz…
İşte “O” günlerde yaptığım bu haberi hiç unutamam.
Polis masasında telsiz dinliyorum ve ortalık sakin... Telefon çaldı , arayan bir kişi İzmir’in bir ilçesinde düğünde tartışma çıktığını ve kavgayı ayırmak isteyen ilçe emniyet müdürlüğünde görevli iki polisin dövüldüğünü söyledi.
Hemen gazetemin aracına bindim ve ilçeye doğru yola çıktım. Olay sadece iki polisin darp edilmesi olarak görünüyordu, yani büyük olasılıkla üçüncü sayfaya manşet olacak bir haberdi, ama yanılıyordum. (Bu haberle tam 12 gün Yeni Asır gazetesinde hem manşet oldum hem de gazetemde “Ayın Haberi” ödülünü aldım.)
Neyse; ilçeye gittikten sonra ilçe emniyet müdürlüğünde darp edilen polislerle ilgili bilgi topladım ve iki polisimizin fotoğrafını çektim. Hele birisi öyle bir dövülmüştü ki bir hafta rapor almıştı, diğer polis memuru ise 4 gün iş göremez raporu almıştı.
Olay Sadece İki Polisin Dövülmesi Değildi.
İlçede bir kahvehane işleten, bu kahvehanede kumar oynatan ve bu yolla ilçenin önde gelen işadamlarını borçlandıran “mafya babası bozuntusu” adeta ilçeyi haraca bağlamıştı.
Adamları ile birlikte bazı kişilerin mallarına zorla el koyuyor ve çevreye dehşet saçıyordu. İlçenin ileri gelenlerini de çeşitli yollarla sindirmişti. Yani bu adama kimsenin gıkı dahi çıkmıyordu.
Mafya babasının kızının düğününde çok miktarda para, onlarca altın bilezik ve kolye takılmıştı.
Kızın boynunda ve kollarında yer kalmaması üzerine toprağa iki kazık çakılmış bilezikler ve kolyeler bu kazıklara takılmıştı. Bu mafya babasının kızının düğününe ilçenin önde gelen kalburüstü kişilerinin dışında çevre ilçelerdeki mafya bozuntuları da gelmişti.
Bu mafya babasının kızının düğününe gelen diğer mafya gurupları arasında kavga çıkmış ve kavgayı ayırmak isteyen iki genç polisimiz feci şekilde dövülmüştü. İki polisimizin şikayetçi olması ve doktor raporu almaları üzerine bu çakma mafya bozuntusu ilçenin nezaretine atılmış ancak kısa bir süre sonra elini kolunu sallaya sallaya dışarı çıkmıştı.
Ben bu bilgi ve fotoğraflarla gazeteme döndüm ve bu haber gazetemde manşet oldu. Bu haberin çıktığı gün gazeteye ihbar yağmaya başladı. Malları elinden alınan bu kişiler gazetede çıkan haberden cesaret alarak savcılığa şikayetçi olmak istediklerini söylüyordu. Ben haberin gazetede çıktığı gün tekrar ilçeye gittim malları, arazileri zorla ellerinden alınan, çek senet imzalattırılan kişilerle görüşmeye başladım.
Topladığım bu bilgiler ve malları ellerinden alınan kişilerin fotoğraflarıyla gazeteme döndüm ve haberin ikinci bölümü gazetede yine manşet oldu.
İnanmayacaksınız ama bu mafya babası koskoca ilçede, ilçe emniyet müdürünü bile sindirmişti. Çünkü bu ilçe emniyet müdürü mafya bozuntusunun kahvehanesinde kumar oynatılarak borçlandırılmıştı.
Bu ilçe emniyet müdürü daha sonra “görevi ihmalden” açığa alındı. Bu haberler o zamanlar yaptığı operasyonlarla büyük başarılar kazanan İzmir İl Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu’nun dikkatinden kaçmadı, iki otobüs dolusu Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne bağlı olmak üzere Asayiş Şube Müdürlüğü’nden de özel bir ekip gönderdi. Hatta operasyonu bizzat ilçeye gelerek kendi yönetti. Neyse yapılan bu operasyonlar ve operasyon sonrası gelişmeler günlerce gazetemde manşet oldu.
Kemal ağabey ile birbirimizi çok severdik. Çok iyi ve başarılı bir emniyet müdürüydü. İzmir İl Emniyet Müdürü Kemal Bey daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğüne tayin oldu ve daha sonra ise Ordu Valiliği yaptı. İzmir Valisi olması beklenirken siyasi nedenlerle bu engellendi. Bu konu ile ilgili Kemal ağabey ile telefonla iki röportaj yaptım ve bu röportajlar gazetemde yayımlandı.)
Hiç unutmadığım an ise o zamanlar İzmir Asayiş Şube Müdürü olan Mehmet Türker’in odasında birlikte kahve içerken bu mafya bozuntusunun odaya getirilmesi “aman dileyerek” diz çökmesi ve Asayiş Şube Müdürüne yalvarmasıdır. O koskoca ilçeyi haraca bağlayan bu mafya babasının yalvarmalarını hiç unutmuyorum.
Hiç unutmadığım cümlesi ise ağlayarak söylediği ¸“Ben şerefsiz bir adamım, ayağının altını öpeyim müdürüm beni affet.”
Kıssadan hisse “Su testisi su yolunda kırılır.
Not: Bu mafya babası mahkemesi sürerken beni öldürmesi için peşime bir tetikçi taktı. Telefonla defalarca tehtit edildim, günlerce evime gidemedim ve gazetede yattım. Daha sonra yakın bir arkadaşımın siyasi bir partinin avukatı olan babasının araya girmesi ile ölüm emrim kaldırıldı. Bu yüzden yıllardır etrafı kontrol etmeden evimin bulunduğu binaya girmem. Haber yapmanında bazen bedeli oluyor. Polis muhabirliğinin kaderi budur.