Her şey soğuk bir kış gecesi başlamıştı….
Yeni Asır Gazetesi’nde gece muhabirliği yapıyordum ve saat sabaha karşı 04.00 sıralarıydı. Birden polis telsizinden intihar anonsu geçti.
Hatay Üçyol’da bir genç kız kendisini 7. kattan aşağıya atmış ve intihar etmişti. Polisten intihar yerinin açık adresini aldıktan sonra gazetenin aracıyla olay yerine hareket ettim.
Olay yerine geldiğim zaman polisler çevre emniyetini almış ve ambulans gelmişti. Diğer gazete ve televizyonlarda çalışan polis muhabiri arkadaşlarımla çekim yapmaya ve bilgi toplamaya başladık. Genç kız Ege Üniversitesi’nde okuyan bir öğrenciydi. Bornova’da iki arkadaşıyla birlikte oturuyordu ve bir süre önce aralarında söz kestikleri erkek arkadaşının evinin balkonundan atlayarak intihar etmişti. Olay yerinin, genç kızın öğrenci kimliğinin ve hıçkıra hıçkıra ağlayan erkek arkadaşının fotoğraflarını çekmiştim.
Bir süre sonra cenaze arabası geldi ve genç kızın cansız bedenini morga götürmek üzere yola çıktı.
Komşularından aldığımız bilgiler genç kızın intiharının erkek arkadaşının ayrılmak istemesi üzerine gerçekleştiğini gösteriyordu. Karakoldan aldığımız bilgilerde bu yöndeydi. Çünkü erkek arkadaşı olayının sebebinin kendisinin aldığı ayrılma kararı üzerine olduğunu söylemişti. Bu haber ertesi gün gazetemin birinci sayfasından anonslu üçüncü sayfaya “Acı İntihar” olarak değerlendirildi.
Ancak ben haberin devamı için ertesi gün uyumadan genç kızın okuduğu okula giderek arkadaşlarıyla görüşmeye başladım. Arkadaşları Aydın’lı olan bu genç kızın uzun süredir bunalımda olduğunu söylüyorlardı. Ama ben olayın üzerine gitmeye kararlıydım . Çünkü erkek arkadaşının gözyaşları beni derinden etkilemişti.
Bu arada bu kızın ev arkadaşlarını buldum ve öğrendiklerim beni daha da etkiledi. Daha sonra karakola uğrayarak gencin ifadesinin detaylarını öğrendim.
Olayın gerçek yüzü şuydu ; Genç kız yıllar önce bir komşularının tecavüzüne uğramıştı. Üniversite sınavını kazanıp İzmir’e geldikten sonra ikinci sınıfta bu gençle tanışmış ve birbirlerinin deliler gibi sevmişlerdi. Bu sevgi sonucu evlenmeye karar vermişler ve arkadaşlarının da katıldığı bir törenle aralarında sözlenmişlerdi.
Ancak tecavüz sonucu artık bakire olmayan bu genç kız sevdiği erkeğe bunu nasıl anlatacaktı. Yıllar geçmesine rağmen bu iğrenç tecavüzü unutamıyordu. Ev arkadaşlarından birisi gerçekten seven bir insanın sevdiğine bütün gerçekleri anlatması gerektiğini söyleyerek onu ikna etti.
Günler boyu bunun düşünen genç kız sonunda erkek arkadaşına yaşadığı bu acı olayı anlatmaya karar verdi. Gündüz erkek arkadaşıyla önce bir sinemaya gittiler ve sinemadan sonra da onun evine.
Evde romantik bir akşam yaşamak için şarap içmeye başladılar. Bir kadeh, bir kadeh daha . Artık kararlıydı bütün cesaretini toplayarak olayı bütün açıklığıyla anlatmaya başladı.
İçindeki acıyı döktü. Arkadaşı duyduklarına inanamıyordu çok sevdiği ve evlilik hayalleri kurduğu arkadaşı tecavüze uğramıştı ve artık bakire değildi. Ve erkek arkadaşı onu sevdiğini ancak bu olayı kabullenemeyeceği için ayrılmaları gerektiğini söyledi. Bunun üzerine genç kız ani bir hareketle mutfağa koştu ve eline aldığı bir bıçakla kendisini öldüreceğini söyledi. Ama sevgilisi genç kızın elindeki ekmek bıçağını almayı başardı.
İkisi de ağlıyordu. Nasıl gelmişti bunlar başlarına…
İki sevgili olanları unutmaya karar verdi. Ve saatlerce dertleştiler ve daha sonra uyumak üzere yatak odasına geçtiler. Ama genç kızın huzursuz olmuştu ve bu gerçeğin ileride yüzüne bir tokat gibi çarpacağını biliyordu. Buna çok emindi çünkü sevgilisini çok iyi tanıyordu.
Önce uyumakta olan sevgilisinin alnından şevkatle öptü, balkon kapısını açtı ve yedinci kattan kendini boşluğa bıraktı.
Geride cansız bir beden ve çok sevdiği aşkını kaybeden bir genç kaldı. İnanın bu olayı aradan yıllar geçmesine rağmen unutamadım ve sizlerle paylaşmak istedim.
Siz siz olun sevdiğinize karşı acımasız olmayın. İnsan çukura düşebilir ama önemli olan dışarı çıkabilmek için gereken sadece bir ip değildir.
Sevgidir, Saygıdır ve Anlayıştır…