Yıllar önce Yeni Asır gazetesinin yakınında bulunan Alman Kültür Derneği’nin önünde bir oturma eylemi olacağı ihbarı üzerine Ramazan Akın Ağabey “Rambo” gazeteden hemen olay yerine gitti. Bir süre sonra gazeteden ambulans ve polis ekiplerinin sirenlerini duymaya başladık. Ertan Gürcaner ile birlikte hemen fotoğraf makinelerimizi alarak gazeteden dışarı çıktık.
Olay yeri gazetenin çok yakınında bulunan ve Ramazan Akın’ın görevli olarak gittiği Alman Kültür Derneği’nin önüydü. Bir protesto eylemi vardı, birçok polis aracı ve bir ambulans da oradaydı. Ortalık ana baba günüydü. Eylemcilerin gözaltına alındığını gördüm ve hemen oraya koştum. Olay yerini fotoğraflamaya çalışırken iki genç polis memurunun Ramazan Ağabeyi polis minibüsüne sokmaya çalıştıklarını gördüm. Bütün çabamla engel olmaya çalışsam da polisler Ramazan Ağabey’i arkası çelik tel örgülü polis aracına bindirdi. Genç polisler Ramazan Akın’ı eylemci gençlerden birisi sanmış ve o telaşla eylemci gençlerle birlikte onu da gözaltına almışlardı. Oysa Ramazan Akın sadece olayı fotoğraflamak için oradaydı.
Araç hareket ettikten sonra diğer polislere Ramazan Akın’ı nereye götürdüklerini sordum ve bana Kantar Karakolu’na götürdüklerini söylediler. Hemen gazeteye döndüm ve haber merkezindeki arkadaşlara bilgi verdikten sonra koşa koşa yakınımızda bulunan Kantar Karakolu’na gittim. Ramazan Ağabey karakol girişinde bulunan bankta elleri kelepçeli bir halde oturuyordu.
Fotoğraf makinemi çıkararak saniyeler içinde metre ayarı yaptım ve bir kare onu elleri kelepçeli halde fotoğrafını çekmeyi başardım. İşte ne olduysa o anda oldu polisler benim fotoğraf çektiğimi görünce fotoğraf makinemi elimden almak istediler ancak ben vermek istemedim. Kısa bir tartışmadan sonra ben de makinenin içinden filmi vereceğimi ancak önce durumu gazeteye telsizle (O zamanlar cep telefonu yok haber merkeziyle telsizle görüşüyoruz) bildirmem gerektiğini söyledim ve karakoldan dışarı çıktım.
Kantar Karakolu’nun önünde telsizle gazetedeki arkadaşıma konu hakkında bilgi verirken kargaşanın da yardımıyla ve el çabukluğuyla makinedeki filmi çıkardım (Şimdiki gibi dijital fotoğraf makinesi , cep telefonu yok rulo kaset olan fotoğraf makinesi kullanıyoruz) ve belli etmeden gazeteci yeleğimin cebine koydum ve fermuarını kapattım. Fotoğraf makinesine acele bir şekilde yeni bir filim takarak tekrar karakoldan içeri girdim. Karakol amirinin gözü önünde makineden filmi kartuşundan çıkardım ve yani bütün filmi yakarak kendisine verdim. Daha sonra cebime sakladığım ve içinde Ramazan Akın’ın kelepçeli haldeki fotoğrafının bulunduğu filmi gazeteden karakola gelen şoför arkadaşımla gazeteme haber merkezimize gönderdim.
Bu arada o zamanlar Emniyet Müdür Yardımcısı olan Metin Şen geldi ve olayın gerçek yüzünü öğrendikten sonra Ramazan Ağabey’in serbest bırakılmasını istedi. Ancak bu arada kelepçenin anahtarı bir türlü bulunamıyordu ve bu yüzden elleri kelepçeli halde bulunan Ramazan Ağabey de karakoldan çıkamıyordu. Uzun bir süre sonra kelepçenin anahtarı bulundu ve Ramazan Ağabey kelepçeden kurtularak serbest kaldı.
Ramazan Ağabey gazete içinde her ay düzenlenen haber yarışmasında bu haberle “Ayın Haberi Ödülü”nü alırken ben de “Ramazan Akın’a Acı Kelepçe” fotoğrafıyla “Ayın Fotoğrafı” Ödülü”nü kazandım.
Ramazan Akın Ağabey “Rambo” işini çok seven ve aynı zamanda çok duygusal bir insandı. Ramazan Ağabey yıllar önce emekli oldu ve hayatının geri kalanını Fethiye’de geçiriyor. Dört yıl önce Enver Kaya ve bir süre önce rahmetli olan kardeşimiz Ali Osman Taş ile birlikte Fethiye’ye tatile gittik ve eşini kaybeden Ramazan Ağabey’i de başsağlığı dilemek için ziyaret ettik ve bizi çok iyi ağırladı. Tahmin edersiniz ki sohbetimizde bu olayı da andık.
(Kısa bir süre önce şeker hastalığı yüzünden Ramazan Ağabeyin bir ayağı kesildi ve şimdi canından çok sevdiği kızları kendisine bakıyor. Kulakları ağır işittiği için kızlarının da yardımıyla telefonla görüşüyoruz.)
Bir dönem Yeni Asır Gazetesi’ne imzasını atarak güzel izler bırakan ve iri yarı yapılı olduğu için “Rambo” lakaplı Ramazan Akın’ı iyi ki tanıdım ve birlikte görev yaptık. Bu yaz mutlaka kendisini Fethiye’de ziyaret etmeyi düşünüyorum. Ramazan Ağabeye buradan tekrar acil şifalar diliyor ve İzmir’den selamlarımı gönderiyorum.