Yıllar önce polis muhabirliği yaptığım dönemde unutamadığım operasyonlardan birisi Çeşme’de gerçekleşen bir narkotik operasyonuydu.
Film gibi operasyon şöyle gelişti;
Betsy bir Narkotik Şube köpeğiydi, duygusal ve işini bilen bir köpekti. Birçok başarılı operasyonda yerini almıştı. Şimdi çok önemli bir görev için Çeşme'ye gidecekti.
Bir ihbar alınmıştı. Ortadoğu ülkelerinden birinden önemli bir miktarda uyuşturucu gelecek ve Türkiye üzerinden önce İtalya ve daha sonra ise İtalya üzerinden Hollanda'ya gönderilecekti.
O zamanlar görev yapan İzmir Narkotik Şube Müdürü , Ankara
Emniyet Genel Müdürlüğü'nden gelen bu ihbarın doğruluğunun araştırılması talimatını verdi.
Bu operasyon tam yılların Narkotik Şube Dedektifi Nurettin'e göre bir görevdi.
Polis memuru Nurettin'in emekliğine de birkaç ay kalmıştı. Bugüne kadar sorumlu olduğu Narkotik Polis Köpeği Betsy ile birlikte birçok başarılı uyuşturucu operasyonuna katılmışlardı.
Betsy Ankara'da eğitmenleri tarafından çok iyi yetiştirilmişti ancak o da artık yaşlanmıştı.
Bir kez daha kendilerine önemli bir görev verilmişti. Şimdi İzmir'in Çeşme Limanı'na gelecek yurtdışı değeri milyonlarca dolar olan 100 kilo eroini bulmakla görevlendirilmişlerdi.
Polis memuru Nurettin'in iki çocuğu vardı ve beş yıl önce önce şiddetli geçimsizlik yüzünden hala çok sevdiği eşinden boşanmıştı. Nurettin çok duygusal bir kişiliğe sahipti.
(Bunu nerden mi biliyorum ?. Çünkü Nurettin arkadaşımdı. Zaman zaman dertleşiyorduk. Ancak iş ve dostluğu hiçbir zaman karıştırmadık. O bir polisti ve bende polis muhabiriydim.)
İşinin dışında çok kitap okuyor ve özellikle kendi sorumluluğunda olan Betsy ile birlikte izinli günlerinde doğada yürüyüşlere çıkıyorlardı. Ayrılmaz iki dosttular.
Bu dostluk bir bağlılığa dönüşmüştü. Polis memuru Nurettin ve Betsy ayrılmaz bir ikili oluşturmuşlardı.
Nurettin ve Betsy Narkotik Şube Müdürünün verdiği talimatla özel olarak oluşturulan bir ekiple birlikte Çeşme'ye doğru yola çıktılar.
Çeşme'ye varan ekip önce hızlı bir şekilde istihbarat çalışmalarına başladı.
Gerçek adı belirlenmesi çalışmaları sürdürülen “Cabbar” kod adlı kişinin Hollanda plakalı bir araçla Diyarbakır'dan yola çıktığı ve otomobilinin bagajında ise 100 kilo eroinin bulunduğu istihbaratını
kesinleştirdiler.
Sevkiyat iki gün sonra yapılacaktı ve artık geminin gelmesi bekleniyordu. Nurettin takibe aldığı eroin kaçakçısı Cabbar'ın yemek yediği balıkçı restoranına gitti.
Cabbar rakısını açmış ve afiyetle balığını yiyordu. Nurettin ona yakın bir masaya oturdu ve siparişini verdi. Bir yandan da Cabbar'ı gözlüyor ve belki gelebilecek bir telefonun istihbarata yardım edebileceği inancını taşıyordu. (Cabbarın cep telefonu dinlemeye alınmıştı)
Gerçekten düşündüğü gibi oldu ve Cabbar'ın cep telefonu çaldı. Zehir tüccarının cep telefonunun müziği ünlü "Baba" filminin müziğiydi. Belli ki Cabbar yeraltı dünyasında önemli bir yer edinmek isteyen
maşalardan biriydi. Önce normal bir telefon görüşmesi olarak başlayan konuşma daha sonra sertleşti ve Cabbar karşısındaki kişiyle tartışmaya başladı.
Daha sonra sert bir sesle "Yarın bu iş olacak yoksa karışmam, bu benim son kozum" diyerek hesabını ödedi ve masadan hışımla kalktı.
Verilen talimat kesindi . "Suçüstü" yapılacaktı. Çünkü bu sevkiyatı yapacak olan zehir tacirlerinin hepsinin ele geçirilmesi isteniyordu.
Ertesi gün sabahın ilk ışıklarıyla Çeşme Limanı aydınlanmaya başladı.
Yeni birgün başlıyordu...
Deniz artık pırıl pırıldı…
Biraz sonra olacaklar belki de Çeşme Limanında bir daha asla olmayacaktı.
Operasyon Başlıyor…
Hollanda plakalı otomobiliyle gemiye binme hazırlığı yapan Cabbar'a suçüstü yapılacaktı verilen talimat böyleydi.
Her şey hazırdı ve artık operasyon başlıyordu. Düğmeye basılmıştı.
Nurettin'in cep telefonu kısa aralıklarda üç kez çaldı.
Ve artık “MAVİ” adı verilen operasyon başlamıştı.
Operasyon çok gizliydi ve Çeşme Limanı’nda görev yapan gümrük görevlileri ve pasaport polislerinin bile haberi yoktu.
Nurettin ve operasyonda görev alan kadın ve erkek narkotik timlerinden oluşan ekip yolcu gibi gemiye doğru hareket ettiler.
Pasaport kontrolünden geçmiş ve gemiye binme hazırlığı yapıyorlardı.
Ve Cabbar; tam otomobiliyle gemiye binmek üzereyken ani bir hareketle onu etkisiz hale getirerek arabadan aşağı indirmeye çalıştılar.
Bu sırada sağ kolu boşta kalan Cabbar ani bir hareketle otomobilinin döşemesinin altında bulunan ve X-Ray kontrolünden geçmek için kimyasal bir maddeli folyoya sarılı olan tabancasını çıkardı ve kendisine en yakın polis memuru Nurettin'e bir el ateş etti.
Yakın mesafeden ateşlenen silahtan çıkan mermi Nurettin'in boynuna isabet etti.
Operasyona katılan diğer Narkotik polisleri ilk şoku atlattıktan sonra hemen harekete geçtiler. Nurettin'in elleri otomobilinin kapısından aşağı düşen Cabbar'ın silah tutan elini tutuyordu.
Ancak Nurettin’in boynundan oluk oluk kan fışkırıyordu.
Yetişen diğer narkotik polisleri Cabbar'ı yakalayarak etkisiz hale getirdiler.
Elleri kelepçelenen Cabbar Çeşme İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin de yardımıyla Narkotik Şube minibüsüne konuldu.
Ambulansa haber verilmişti. Acı acı siren çalan ambulans kısa sürede olay yerine geldi ancak arkadaşlarının gözleri önünde can çekişen Narkotik Şube Polisi Nurettin yapılan bütün çabalara rağmen son nefesini vererek şehit oldu.
Artık Çeşme Limanı’nda derin bir sessizlik hakimdi.
Ve Betsy…
Betsy yıllardır birlikte operasyonlara katıldığı ve adeta can yoldaşı olduğu polis memuru Nurettin'in son nefesini vermesini izledi.
Sanki ağlıyordu…
Yere yığıldı ve gözlerini sedyeye yatırılan Nurettin'e dikti.
Kalbi bu acıya daha fazla dayanamayan yılların Narkotik Köpeği Betsy'de son nefesini vermişti.
Bu operasyon sadece İzmir Narkotik Şubesi'nde değil bütün polis teşkilatında, gazetelerde görev yapan polis muhabirleri arasında yıllar boyunca konuşuldu ve hiç unutulmadı.
Polis Memuru Nurettin ve onun can yoldaşı Betsy hiç
ama hiç unutulmayacak.
Ne zaman Çeşme'ye gitsem bu olay aklıma gelir ve gözlerim buğulanır.
Belki de arkadaşım Nurettin ve Betsy'yi tekrar görebileceğimi düşünürüm.
Önemli Not:
İzmir Narkotik Şube polislerinin gerçekleştirdiği "MAVİ" kod adlı narkotik operasyonunda otomobilde ele geçirilen 100 kilo eroinin dışında Diyarbakır-Urfa ve Hatay'ı da kapsayan bu operasyonlarda ikisi İtalyan 4 zehir taciri daha yaklandı.
Uluslararası Narkotik Teşkilatı "MAVİ" operasyonunda görev alan ekipteki her polis memuruna
taktirname verdi.
Betsy'in taktirnamesi ise İzmir Narkotik Şube Müdürlüğü'nün duvarını süslerken Nurettin'e gönderilen taktirname ise şimdi babası gibi emniyet teşkilatında komiser olan oğlunun evinde. O da babası gibi başarılı bir polis olma yolunda. (Huzur içinde uyu kardeşim ve Betsy)
(Nurettin-Betsy Anısına)