İzmirli işadamı A.S. her hafta sonu yanında çalışan üst düzey yöneticileriyle birlikte yaptığı toplantıdan yeni çıkmıştı. Son yıllarda işleri hiç iyi gitmiyordu. Bir süre önce eşi şiddetli geçimsizlik nedeniyle iki çocuğuyla birlikte onu terk etmiş ve Bodrum’a yerleşmişti. Ayrıca eşi çocuklarını görmesini engellemiş ve boşanma davası açmıştı.
İşlerinin iyi gitmemesi ve eşinin kendisini terk etmesi A.S.’ nin bunalıma girmesine neden olmuştu. Son aylarda vergi borcunun yanında bankalardan aldığı krediyi de ödemekte zorlanıyordu. Bazı işadamı arkadaşlarından borç istemişti ancak onlarda kendisine olumlu bir yanıt vermemişti. Ne yapacağını bilmez bir haldeydi.
Aracına bindi ve Alsancak’ta bulunan evine doğru yola çıktı. Eve geldiğinde ise ev son günlerdeki gibi gibi kendisine yine soğuk gelmişti.
Eşi terketmiş, çocuklarını göremiyor ve işleri hiç iyi gitmiyordu.
Bir kahve yaptı ve koltuğa oturdu ve aile albümüne bakmaya başladı. Eşi ve çocuklarıyla birlikte geçirdiği güzel günlere ait fotoğraflardı onlar. Telefonu eline aldı ve eşini aradı ama eşi telefonu açmadı. Kızını aradı ve o da açmadı. Gözlerini tavana dikti ve düşünmeye başladı. Bu işin bir sonu yoktu. Eşi ve çocuklarını çok seviyordu ancak onlarda kendisine sırtlarını çevirmişlerdi.
Ne yapacağını bilemez bir haldeydi.
Oysa bir zamanlar işleri ne kadar iyi gidiyordu ve ailesiyle o kadar mutluydu ki. Ama artık hepsi geride kalmıştı.
Fırtınalı bulutlar bir kabus gibi üzerine çökmüş ve sanki bardaktan boşanırcasına “Bir Yağmur Yağıyordu Kalbine”.
İşte o an kararını verdi:
Hayatına son verecekti.
Önce eline bir kağıt kalem aldı ve birşeyler yazdı. Daha sonra evin kilerine gitti ve orda bulunan çamaşır ipini aldı. Salonun tavanına baktı kristal avizenin takılı olduğu çengel demiri gördü. Bir sandalyeye çıktı ve avizeyi çıkardı. İpi avizeyi çıkardığı çengele bağladı.
Tavandan aşağıya doğru sarkıttı ipin ucunu ve boynuna doladı. Son bir kez daha düşündü . Acaba yapmamalımıydı?.
Son kez gözünün önünden eşi ve çocukları geçti.
Ayağıyla sandalyeyi itti ve kendini bıraktı.
Kendisinden haber alamayan işyeri çalışanları bir çilingirle kapıyı açtırmış ve işadamının cesedini bulmuştu. Alsancak Hocazade Camisinde yapılan, birçok kişinin katıldığı cenaze törenine ise eşi ve çocukları gelmemişti.
Bu olay günlerce gazetelerde yer aldı.
Yazdığı not ise kısa ve öz şuydu;
“Ben elimden geleni yaptım ama siz benim için hiçbir şey yapmadınız. Beni affedin” .