Ülkemizin iktisadi geleceği için bir toplantı yapmak ve bu doğrultuda kararlar almak düşüncesi mevcut olsa da, yer ve zamanı karara bağlanmamıştı. Lozan görüşmelerine ara verilmesi, bu fikri gerçekleştirmek için iyi bir fırsat olarak değerlendirildi.
1923 yılının Şubat ortalarında İzmir’de toplanan ve tarihe “İzmir İktisat Kongresi” adıyla geçen toplantının önemli bir amacı vardı… Türkiye’nin siyasi bağımsızlığının, iktisadi bağımsızlık ile tamamlanması hedefleniyordu.
Mustafa Kemal Paşa açılış konuşmasına şu sözlerle başladı. “Yeni Türkiye’mizi layık olduğumuz düzeye eriştirebilmemiz için mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız. Çünkü zamanımız tamamen bir ekonomi devresinden başka bir şey değildir.”
Bu vizyon ile kongre hazırlamak ve bu toplantıyı İzmir’de yapmanın önemli mesajları vardı. Düşmanın denize dökülmesi siyasi milat ise, düşmanın çıkardığı büyük yangın ile harabeye dönen İzmir için İktisat Kongresi, ekonomik milat olarak kabul edilmeliydi.
4 Mart 1923 günü misak-ı İktisadi raporu ile tamamlanan Kongre sonuçları itibariyle “Devlet, önümüzdeki dönemde yeni Türkiye’nin gelişecek İktisat Politikasını” belirlemiş oluyordu.
Kongreye ev sahipliği yapan İzmir, o tarihten sonra özellikle tarım şehri olarak ülke ekonomisine ciddi katkılar vermeye başladı. Bugün geldiğimiz noktada tarımsal sulama sorunları ile tarım arazilerine konut yapma yarışına girmesi bu özelliğinden İzmir’i uzaklaştırmıştır.
70’li yıllarda almaya başladığı göç akını daha çok merkez ilçelerde toplanırken, son yıllarda İzmir içerisinde merkezden dış ilçelere yönelen bir iç göç hareketi gözlenmektedir. İşte bu nedenle tarım alanlarının yapılaşması hızlanarak devam etmektedir. Bu doğrultuda ulaşım ekonomisi hareketlenirken, mevcut yollar gelişmeye imkân vermemektedir.
8500 yıllık geçmişe sahip İzmir, birçok konuda ki analizler sonucunda; Türkiye’de 3.lük koltuğunu korumaktadır. Nüfus toplamı, Gayrisafi yurt içi hâsıla verileri vs. gibi 3.lük derecemizin yanı sıra diğer şehirlere bırakmadığımız bir 1.lik derecemiz mevcut.
Yapay zekâ ve büyük veri analizi yöntemleri kullanılarak sonuçlara ulaşılan konut fiyat endeksleri 2022 Eylül itibariyle incelendiğinde, İzmir yüzde 196 artış ile zirveye oturmuştur. Sadece konut satış fiyatları ile değil, kira artış rakamları da İzmir’i zirveye oturtmuştur.
İzmir’de ortalama m2 satış fiyatı 19.431 TL iken, daire ortalama satış fiyatı 2.526.030 TL, yıllık değer değişimi ise yüzde 162, geri dönüş süresi ise 21 yıl olarak oluşmuş. Çoğu rakamların, resmi enflasyon üzerinde seyir etmesi Türkiye ortalamalarını da etkilemektedir.
İzmir Ticaret Odası, İş geliştirme Müdürlüğü uzmanlarından Erdem Alptekin’in hazırladığı raporda 2022 İzmir ekonomisi hakkında önemli bilgilere ulaşmak mümkün oluyor. 2016-2022 arası verilere bakınca; İzmir’de işsizlik oranının ülke ortalaması üstünde olduğunu görebiliyoruz.
2016’da 47,6 olan İstihdam oranı, 2021 yılında 44,4 oranına gerilemiş. Yine aynı tarihler aralığında; işsizlik oranı 14,0 ‘dan 14,7 ‘ye yükselmiş. Banka Şube sayısı 785 ‘den 711’e düşmüş. Bankalarda ki toplam mevduat ise 76,9 milyar TL‘den, 2022 yılında 451,6 milyar TL’ye yükselmiş.
İhracatımız 2016 yılında 9,7 milyar dolardan, 2022 yılında 17,0 milyar dolara yükselmiş. İthalatımız aynı dönemde 9,7 milyar dolardan, 13,6 milyar dolara yükselmiş. 2022 yılında şehrimizde 9.314 adet firma kurulurken, aynı yıl içinde 2.704 firma kapanış vermiş.
Özellikle İzmir’in 2022 yılı içerisinde oluşmuş, tüm iktisadi hareketlerini incelemiş ve verileri analiz etmesi mümkün olmuş olan raporun sonuç bölümünde yer alan bir paragrafla, İzmir iktisadı yazımızı bitirmek istiyorum.
“Türkiye’de fuarın ilk yapıldığı yer olan, ülkemizin kurtuluş mücadelesini başlatan ve zaferle sonlandıran, ev sahipliği yaptığı İzmir İktisat Kongresiyle Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarının plan ve programlarını ortaya koyan, Ege’nin incisi olan İzmir’in ekonomisinin potansiyelini daha iyi kullanılması gerektiğine inanılmaktadır.”