Ne zaman ki Atalay ile ilgili muhabbet açılsa üzülürüm yıkılırım kahrolurum... Geçtiğimiz günlerde Atalay'ın ölüm yıl dönümüydü. Hiç bir zaman unutulmadı, tarafGencecik candan müthiş yetenekli süper bir insandı hepsinden önemlisi adam gibi adamdı Atalay... Belki de takımın en sosyal en neşeli en yetenekli oyucusuydu.. Attığı goller ruhuna yapışmıştı sanki... Hele hele o Diyarbakırspor'a Alsancak Stadı'nda attığı gol var ki hiçbir gol beni belki de o kadar etkilememişti. 60 metre topu sürmüş ve öylesine güzel bir gol atmıştı ki Maradona'nın yıllardır tv'lerde döne döne gösterilen jenerik nostaljik gol gibi benim de hafızamda dönüp durdu defalarca...
Atalay olağan üstü yeteği ve futbol zekasının yanı sıra daha öncede söylediğim gibi çok neşeli bir insandı... O dönemler gazetede muhabirlik yapıyordum. Anlayacağınız hem haber yapıyor hem fotoğraflar çekiyor hem yorumlar yazıyordum. Bir de 'Sabreyle işine hayır gelsin başına' misali gazete yönetimi demez mi ''Sinan televizyonda spor magazin programı yapacaksı'n diye..'İstersen yapmıyorum de. ekmek parası.. Ben elimde mikrofon arkamda kamerasıyla Çağatay Çağlar o kulüp senin bu kulüp benim döndük durduk magazin programı yapacağız diye yıllarca... Adını da Spor Kervanı koyduk. Biz kervancılar oradan oraya göç ettik haber bulmak için. Her şerden bir hayır doğar derler bu vesileyle televizyonculuğu da öğrendik bu vesileyle. O dönem spor magazin programları çok izleniyor. Biz röportajlar yapıyoruz ama reytingler Göztepeli Atalay'ın ki de patlıyormuş... Biz de sık sık kulübe gidiyor Atalay ile dolduruyorduk kasetleri... Neler yapmadık ki kader arkadaşım Çağatay ile... Mirkelam'ın kliplerini bile uyarladık Atalay'a. Sağ olsun bizi hiç kırmazdı Atalay... O kadar esprili yapısı vardı ki çevresine neşe saçardı. Hiç unutmam Göztepe ile Siirt'te kamptayız. Her takımda olduğu gibi adettendir yemek yenildikten sonra sokakta iki üç tur atmaya gittik otel çevresinde... Atalay da bizim yanımızda... 'Ağbi çaktırmayın' dedi ve yanı başımızda sokakta oynayan çocukların yanına gitti...
Elini cebine atıp 3-5 kuruş çıkartıp miniklere verdi ve sıkı sıkı uyardı. 'Bakın birazdan buraya geleceğim ve size 'Göztepe'den kimi tanıyorsunuz' diye soracağım. Siz de Atalay ağbiyi diyeceksiniz' dedi... Ve ekledi 'Anladınız mı' Hatta adını 2-3 kez de tekrarlattı dili dönmeyen bazı çocuklara...
Neyse sonra yanımızdan ayrılıp arka sıralardaki çok sevdiği Mehmet Tacettin Erkan ve bir kaç futbolcuyu da alıp yönü çocuklara doğru çevirttirdi. Bu arada da takım arkadaşlarına laf atmaya başladı arka arkaya taramalı tüfek gibi... 'Oğlum siz kimsiniz. Kimse sizi tanımaz... Sıradan oyuncularsınız... Beni Türkiye'de her kes tanır her yerde bilirler' diyerek arkadaşlarını fişekledi. Takım arkadaşları 'Hadi be oradan bu kadar da abartma' dediler... Atalay yine başarmıştı arkadaşlarını istediği kıvama getirmişti ve artık top 3-5 dakika önce nemalandırdığı miniklerdeydi. Atalay muhabbetin en ateşli bireyi Tacettin'e dönüp 'Haydi sor bak şu çocuklara haydi haydi var mısın?' diye iyice ayar verdi... Tacettin gülümser gibi yaptı 'Nereden bilir ufacıcık çocuk Göztepeli futbolcuların ismini' Ve arkasından da çocuklara yönelip sordu kendilerince tavırlarıyla afacanlara... ''Yaaa çocuklar size bir şey soracağım. Bizim Göztepe'den hangi futbolcuyu tanırsınız...' Çocuklar hep bir ağızdan 'Atalay' demez mi... O sırada hepsi mosmor olmuştu futbolcular... Atalay'ın artık arkadaşlarını çıldırtan kahkahalarını siz düşünün...
Ne mi oldu... Takım arkadaşları gece geç saatlerde Atalay'ın çocuklara para verdiğini öğrenince Atalay'ı otel koridorlarında kovalıyordu... İşte Atalay böyle muzip bir futbolcuydu. Takımın neşe kaynağıydı.
26 yaşında vefat etti
Neyse lafı daha da uzatmadan Atalay kimdi nereden geldi nerelerde oynadı onu kim önerdi kim onay verdi Göztepe'ye ne zaman geldi ve nasıl vefat etti sorularının yanıtlarını yeni nesil genç arkadaşlar için yazıp sonradan o yazıya geçelim diyorum... Bilenler bilmeyenlere anlatsın misali...
1970 yılında dünyaya gelen Atalay, 1990 yılında 20 yaşında Salihli’ye transfer oldu. Zamanın kulüp başkanı Mustafa Acar, takımın ligde kötü gidişatı nedeniyle Beşiktaşlı Halim’in (Salihliden Beşiktaş'a gitmişti) tavsiyesi ile Beşiktaş PAF’tan Atalay, Erkan, Sanlı ve Tuncay gönenyı o zamanın parasıyla toplam 200 milyona transfer etti.
Gariptir Atalay'ın Salihli'de ilk hocası Göztepe'nin efsane yıldızı geçtiğimiz aylarda rahmetli olan Halil Kiraz'dır... Onun Göztepe'ye gelmesinde de Halil Kiraz'ın rolü büyüktür...
Ergun Kantarcı Müjdat Karanfilci ve Ömeragiç ile de çalıştı. 1994 yılında Göztepe'ye geldi. Kısa sürede Göztepe'nin en sevilen oyuncusu oldu. 1996-97 sezonunda sakatlığı nedeniyle sezona başlayamadı. Tam sakatlığı geçti derken 14 Eylül 1996'da bir trafik kazası sonrasında hayata gözlerini yumdu...
Göztepe ve Atalay...
Herkesin ümidi sakat olan Atalay'dı... Atalay, gelecek dertler bitecekti... Göztepe'nin yıldız futbolcusu Gömeç kampı sırasında oynanan hazırlık maçında sakatlanmış ve 3 ay takımdan uzak kalmıştı. Ayağından ağır bir darbe alan Atalay, uzun süre tedavi gördü. işin aslı, Atalay'sız da gerçekten Göztepe'nin tadı yoktu.
Herkes takımın kötü gidisini Atalay'ın yokluğuna bağlıyordu. Atalay, sonucu değiştiren futbolcuydu. Yıldızdı. Taraftarların kalbindeki kahramandı. O değil miydi Aydın maçıında attığı gollerle takımı Play-Off'a çıkartan. O değil miydi, hiç umulmadık anda sahneye çıkıp, düğümü çözen. O değil miydi, rakip defans oyuncularının ve kalecilerin korkulu rüyası, tek başına takım gibi adam...
Herkes Atalay'ın gözüne bakıyor, iyileşeceği günü sabırsızlıkla bekliyordu. Doktorlar ligin altıncı haftasında müjdeli haberi verdi. Atalar artık oynayabilirdi. Mutlu haberi duyan Teknik Direktör Kemal Ömeragiç'in gözü parlamaya başlamıştı. Öyle ya; o da biliyordu ki, Atalay büyük bir kozdu. Kötü günlerde Göztepe'ye ilaç gibi gelecekti. Ama kim nereden bilecekti ki, Turgutlu maçı hem Atalay, hem de Göztepe için bir kabusun başlangıcı olacaktı.
Teknik Direktör Ömeragiç, doktorlardan aldığı haberden sonra Atalay'ı yanına çağırarak, "Oğlum seni bu maçta oynatmak istiyorum" dedi. Atalay, silkindi. Utangaç ve ürkek bir sesle Ömeragiç'e dönerek, "Hocam ne olur bana bir hafta daha izin ver" dedi. Ömeragiç ise "Etme, eyleme oğlum.Herkes seni bekliyor. Senin olman bize moral verecek. Oynama ama yeter ki, maçta yanımda otur. Diğer arkadaşlarına moral ver" dedi.
Atalay, sıkıla sıkıla titrek bir sesle hocasına içini açtı:"Hocam, sözlüm Salihli'de. Uzun süredir küstük. simdi barıştık. Haftalardır görüşmüyoruz. Onu çok özledim. Ne olur bana izin ver..."
Ömeragiç, futbolcusunun bu durumuna dayanamadı ve Atalay'ın sırtını sıvazlayarak, "Tamam, ama gelecek hafta kadrodasın" diyerek yolcu etti.
Atalay, sırtını döndü ve gitti.
Gidişi, o gidiş oldu.
Küs olduğu sözlüsüyle gününü geçiren
Atalay'ı birden sıkıntı bastı. "Neyin var?" diyen sözlüsüne "Bir şey yok, içimde sıkıntı var. Yarin çok zor bir maç var. Arkadaşlarımın yanına gideyim de moral vereyim" diye tutturdu.
Sözlüsü de, israr eden Atalay'a "Peki" deyince Atalay arabasına bindi ve sevgilisiyle vedalaşarak arabanın kontağını çevirdi.
Trafik çok yoğundu. Biran önce takım arkadaşlarının yanında olmak istiyordu. Kemalpaşa yol ayrımında önce tır solladı, karşıdan kamyonun geleceğini hesap edemedi ve iste o anda feci kaza yasandı. Atalay'ın cansız vücudu arabanın içinden güçlükle çıkartıldı.
Atalay'ın ölüm haberi tez geldi, Göztepe kampına. Kimse Atalay'ın ölümüne inanamadı. Kampta büyük bir panik başladı. Kaptan Burak, hemen cep telefonuna sarıldı ve çevirdi Atalay'ın telefon numarasını. Uzun uzun çaldı telefon. Herkes Atalay'ın sesini duymak, onun yaşadığına inanmak istiyordu. Ama telefonu açan yoktu. Ardından takım arkadaşı Tacettin aradı, Ati'yi... Cep telefonu uzun uzun çalıyordu, çalıyordu ama açan yoktu. Futbolcuların kalpleri gümbür, gümbür atıyordu. "Ne olur aç diyordu" Burak bulunduğu yerde yaylanarak...
Israrla çalan telefonu bir polis memuru açtı. Buruk bir sesle Atalay'ın öldüğünü haber verdi ve kapattı.
Göztepe'nin kampı bir anda ölü evine dönmüştü. Atalay'ın ölü vücudu arkadaşlarının kamp yaptığı Ege Üniversitesi Misafirhanesi'nin arka tarafındaki morga getirildi. O gün sabaha kadar kimse uyuyamadı. Ağladı, ağladı, ağladı...
Olayı haber alan Turgutlulu yöneticiler Göztepeli yöneticileri telefonla arayarak "Başınız sağ olsun. İsterseniz birlikte maçın iptalini isteyelim" dediler. Sinan Oktay yönetimle görüşüp maçın ertelenmesi için Futbol Federasyonu'na yazı geçti. Ama o federasyon 'kesinlikle olmaz' deyince yine yapacağını yaptı. Atalay'a mı kahrolacaksın federasyona mı kızacaksın yoksa Allaha mı sığınacaksın derken o gece bitmek bilmedi... Leven Ürkmez Bülent Özkul Erdem Yücel Erdem Meço kısacası tüm yönetim kamptaydı... Gözyaşları sel olmuştu.. Olayı duyan taraftarlar şok yaşıyordu... Sinan Oktay İsmail Sütçü sabaha kadar futbolcuları ortamdan uzaklaştırıp maça motive etmeye çalıştı ama nafile...O gece bitmek bilmedi Ertesi gün futbolcular uykusuz gözlerle Turgutlu'ya gittiler.
Bir çok Turgutlulu taraftarın Atalay'ın ölümünden haberi yoktu. Göztepeli taraftarlar ise yazmışlardı Barış Manço'nun müziğinin üzerine o ağlatan şarkıyı....
"Dün gece, yıldızımız kaydı gökyüzünde, gözlerimde yaş, kalbimde sızı, unutamadım seni"....
Tribünler döne döne ayni şarkıyı söyleyip ağladı... Göztepe'nin gözyaşlarına olayı sonradan öğrenen Turgutlulu taraftarlar da, hatta maçın hakemi de ortak oldu. Bir maç oynandı, ama kimse maçın ne sonucunun, ne de futbolunun farkındaydı.
Göztepe'nin yıldızının ölümü tüm futbol kamuoyunu ağlattı. Cenaze töreninde Gürsel Aksel Stadı doldu taştı. Meğer ne çok seveni varmış Ati'nin. Bir çoğu da "dayanamam" diye gelmedi törene. Ümit Ege'nin ve yurdun dört bir yanından futbolcu arkadaşları, antrenörler, yöneticiler aktı cenaze törenine...
Atalay gözyaşlarıyla uğurlandı. Ama hiç mi hiç unutulmadı...
Antalya'da Rize ile oynanan final maçı öncesinde Göztepeli taraftarlar tüm futbolcuları tribüne çağırıp yumruk havaya yaptırdılar.
Daha sonra da, Atalay'ı çağırdılar;"Atalay, buraya yumruk havaya" sesleriyle.
Sahada ne Atalay adında bir futbolcu vardı, ne de tribüne doğru koşan bir futbolcu...
Ardından Göztepe tribünleri arka arka "oley, oley, oley" çektiler.
Rizeli ve Antalyalıı taraftarlar anlamsızca baktılar Göztepe tribünlerine...
İşte o anda Göztepe tribünleri adeta yıkılıyordu...
"Atalay, ölmedi, kalbimizde yaşıyor"..
Tribünlerde bir çok kişi gözyaşlarını tutamadılar.. İşte o gözyaşları maç sonunda sevinç gözyaşlarına dönüşmüştü. Göztepe 18 yıl aradan sonra Süper Lig'e çıkmıştı. Ama Atalay hiç bir zaman unutulmadı. Futbolu güler yüzü ve fani dünyada bıraktığı hoş seda ile ölümsüzleşti tüm kalplerde...