Uzun bir zaman oldu Göztepe adına bir şeyler yazmayalı.
Fenerbahçe maçını izlerken aklıma Ali Çağlar'ın teknik direktörlüğünde gittiğimiz 21 yıl önce Kadıköy’de oynanan ve Göztepe’nin 3-2 kazandığı o maç geldi…
Hiç unutmuyorum…
Maç başlamak üzere
Hakem düdüğü çaldı çalacak…
Elimde fotoğraf makinesi süzüldüm Fenerbahçe kalesine doğru…
Benim İstanbul’dan can ciğer arkadaşlarım meslektaşlarım bas bas bağırıyorlar arkamdan… Sinan nereye ? diye…
Baktım benimle gelen hiç kimse yok… Hepsi Göztepe kalesi arkasına gidiyor.
Akılları sıra Fenerbahçe'nin atacağı Göztepe'nin yiyeceği golleri çekecekler. Ben dinlemedim onları. Dedim siz Fenerin golünü ben Göztepe’nin golünü çekmeye geldik… Bana ne Fenerbahçe’nin golünden…
Güldüler…
Ben tek başıma gittim Fenerbahçe kalesi arkasına.. Fenerbahçe tribünlerinde bile bakıyorlardı garip garip... Bu adam tek başına ne yapıyor diye... O zaman sen fotoğraf çekemeyeceksin demek’ diyerek gülüştüler… Bende ciddiye almadan gittim kaleci Volkan'ın arkasına... Kendilerine göre haklıydı belki arkadaşlar... Öyle ya Göztepe’nin üç hafta kala küme düşmesi kesinleşmiş takımdaki bir çok oyuncu göderilmiş veya kaçmış… Takım Ömeragiç’in deyimiyle genç piliçlere kalmış…
Rakip yıldızlar topluluğu Fenerbahçe…
Kağıt üzerinde de görüntğte de Fenerbahçe favori…
Ne mi oldu.?
Göztepe Fenerbahçe’yi Bülent Üçüncüş Remzi Acet ve Burak Atasoy’un golleriyle 3-2 yendi.
Tabii ki İstanbullu arkadaşlarda Göztepe’nin gol resimleri yok… Benden yalvar yakar Göztepe’nin gol fotolarını istediler…Amirlerimden izin alıp verdim. Zaten büyük bölümü de bizim çanahtan gazeteler. İşte 21 yıl önce ulusal basında gördüğünüz Göztepe’nin o gol ve sevinç fotolarını büyük bölümü benim deklanşörümden çıkan karelerdir… Dedim ya uzun süredir yazmadım Göztepeye dair bir şey diye…
Peki dünden bugüne ne oldu… İnanın hiçbir şey değişmemiş… Yine bir Göztepe maçı yine taraflı bakışlar ağızlar yalanlar… Hem de benim vergimi verdiği TRT’de dahil…
Göztepe nasıl kazandı deği Fenerbahçe nasıl kaybettiyi tartışıyorlar konuşuyorlar ayıptır yazıktır be kardeşim…
Fenerbahçe ne kadar önemli bir kulüpse Göztepe’de en az Fenerbahçe kadar bu ülkenin gurudur. Göztepe Tarihi şanlı efsane bir kulüptür… Ne zaman yalakalığı bırakacaksınız da futbola futbol gibi bakacaksınız… Sezar’ın hakkını Sezara verin bu ülke üç takımdan ibaret değil…
Bu zihniyet elbet değişecek değişmeli… Tıpkı sizler gibi…
Ha şunu da unutmayın bu zihniyeti yıkacak bir kulüp varsa o da Göztepe’dir… Tıpkı sizleri Avrupa kupalarında zamanında tıpış tıpış İzmir’e getirdiği gibi geleceksiniz… Neyse çok kızgınım… Ama bir taraftan da İzmirli olarak gururlu…
Bazen istatistikler hiçtir futbol teferruattır. İyi niyetle oynarsın yüreğini ortaya koyarsın kanaırsın.
Karşındaki Fenerbahçe’de olsa Hüseyin Göçek’de olsa fark etmez. Dünkü maçta Göztepe için öyleydi…
Göztepe için üst üste iki galibiyet iyi oldu. En azından Ünal Karaman iyi teknik direktör kötü teknik direktör tartışmaları bir kenara konuldu… İleriye umutla bakılmaya başlandı. Daha önce de dediğim gibi istatistikler rakamlar resimler ve isimler önemli değil.
Önemli olam kazanmaktı ve kazandılar.
Korona virüsün olduğu olağan üstü olayların yaşandığı paranın mum ışığında arandığı bir dönemde Göztepe ‘nin ligde kalması başarırıdır.
Devamı gelmelidir ve gelecektir.
Ligde kalmak için en az 40 puan şart. Hesap ortada. Önce can…
Sonrası mı inanın gelecek.
O İstanbul İzmir’e Göztepe’nin destanlarını yazmak için gelecek.
Nokta…