Göztepe’ye hayatını ve servetini adayan unutulmaz efsane başkanı rahmetli Bülent Özkul’a iflas edip battığında ona kimse sahip çıkmamıştı. Servet içinde lüks bir hayat yaşarken bir anda hiç bir şeysiz kalmak çok zordu. Ama dirayetli bir adamdı gerçekleri kabullenip hayata uyum sağlamaya çalışıyordu. Koca şirket sahibi adam servetini kaybetse de onurunu kaybetmemişti. Yaşananları gurur meselesi yapmamış hatta otobüse binmek için paso bile çıkartmıştı. Her şeyini kaybetmiş ama umudunu kaybetmemişti. O yeni hayata uyum sağlamaya çalışırken oğlunun bunlardan etkilenmemesi için çok mücadele ediyordu. Oğlu çok iyi bir öğrenciydi. Amerika’da burs kazanmıştı.
Ama Bülent Özkul başkanın oğlunu Amerika’ya gönderecek parası yoktu. Göztepe camiasında herkesin kapısını çalmış ama kapılar bir bir kapanmıştı. Rahmetli bir gün gazeteye ziyaretime geldiğinde bana hayattayken yazmamam kaydıyla bir sırrını paylaştı.
Yanımızda ustam meslek büyüğüm Gürkan Ertaç ile Karşıyakalı spor müdürüm kader arkadaşım Haluk Güney de vardı. Başladı konuşmaya. ‘Sen bil ama ben hayattayken yazma. Çünkü söz verdim. Dünya yalan hayat fani. Her şey menfaat üzerineymiş. İnan dost bildiğim o kadar çok insandan öyle kazıklar yedim ki. Meğer hepsi iyi gün dostuymuş. Oğluma Amerika’dan davet geldi. Onu göndermem için para lazımdı.
Tüm dostlarıma oturdum teker teker mektup yazdım. Hiç birisi geri dönüş yapmadı. Aradım sordum soruşturdum dost bildiklerim öyle ya da böyle kapılar duvar. Bana bir tek kişi dönüş yaptı biliyor musun. Selçuk Yaşar. Mektubu okur okumaz beni aradı. Araba gönderip yanına çağırdı. ‘Senin oğlun benin oğlum. Bundan sonra sakın düşünme. Benim kontrolümde’ dedi. Dediği gibi tüm masraflarını karşıladı hep yanımızda oldu. Bana da her türlü desteğe hazır olduğunu söyledi ama ben kabul etmedim. Tek ricası oldu bunun bilinmemesiydi’ dedi ve sonra bana dönüp, ‘Bunu sen bil ama ben hayattayken yazma’ demişti. Söz verdim ve o ölünceye kadar da yazmadım.
Hiç unutmam Bülent Özkul bunları söylerken gözyaşlarını tutamamıştı. Ve işte geçtiğimiz gün Bülent Özkul’un bana sevgiyle anlattığı o adam Selçuk Yaşar fani dünyaya veda ettti. O diğer iş insanı gibi ‘Asıl pazar orada’ deyip holdingini İstanbul’a taşımayan, tüm yatırımlarını İzmir’den yapan bir elin parmağı kadar az sayıdaki İzmir sevdalısı iş adamından biriydi hatta en önde gideniydi. Ama iş adamı olmasından daha fazlası bence iyi bir insan, gerçek bir sportmen ve Karşıyaka sevdalısıydı. Onu bir gazeteci olarak spora verdiği destekten dolayı takdir eder bir Göztepeli olarak da ‘niye bizde böyle biri yok’ diyerek ve kıskanarak izlerdim. Onu Bülent abiden dinleyince saygım ve bakış açım zirve yaptı.
O benim için gerçek bir kahramandı. Göztepe sevdalısı Bülent Özkul gibi hayatını ve servetini Karşıyaka’ya adayan Selçuk Yaşar yok artık. Allah toprağını bol etsin Allah günahlarını affetsin büyük Karşıyakalı İzmir sevdalısı gerçek spor adamı. Hem Selçuk Yaşar hem de Bülent Özkul. Paralarıyla değil adamlıklarıyla göç ettiler baki dünyaya.
Her ikisini de rahmetle özlemle anıyor mekanları cennet olsun diyorum.