Yıllar önce trafik yoğunluğu ile ilgili bir makale okumuştum. Trafik kargaşası içerisinde 30 yıla yakın süre taksi şoförlüğü yapan bir İspanyol’a “Madrid trafiğinde sakinliğini nasıl koruyorsun?” diye soruyorlar. Taksi şoförü “Yanıma okuyacak bir şeyler alıyorum ve trafiğin kilitlendiği o sinir bozucu ortamda, canım hiç sıkılmıyor.” diye cevaplamıştı.
Trafikte sürücünün dikkatini başka şeylere yönlendirmesi; aslında makul olmadığı gibi yasal bir davranışta değil. Ancak bizim ülkemizde bırakın ellerinde “telefon” ile konuşmak, mesaj yazanları görünce, insanın nutku tutuluyor.
Türkiye’de ki ölüm vakaları incelendiğinde, tabii ki bedeni rahatsızlıklar ön sırada yer alıyor. Ama buna karşılık trafik kazalarında kaybettiğimiz insan sayımız, hiç de azımsanacak düzeyde değil. Bunun sebepleri araştırıldığında, eskiden yolların kusurlarından bahsederdik. Fakat bugün yollarımız, hem çok şeritli ve hem de daha bakımlı oldular.
Öyleyse sebepler sıralamasında dikkatsizliğimiz öne çıkmış görünüyor. Ayrıca trafik kuralları ile işaretler konusunda oldukça zayıf olduğumuzu söylemeliyim. Mümkün olsa sürücü ehliyeti alındıktan her 10 sene sonra, bir sınava daha alınmalı sürücüler. Bilgileri tazelemek, unutulanları hatırlamak fayda verebilir.
Sigorta sektöründe olduğum için rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki; kazaların oluşumunda en çok kanunun 57/1-c maddesi (kısaca; kontrolsüz kavşaklarda sağdan gelene yol vermemek) sebep oluyor. Ne yazık ki, bu ve bunun benzeri çok önemli kanun maddeleri halkımız tarafından bilinmiyor.
Kısacası önceliğimiz; halkın eğitilerek, bilinçlendirilerek trafik sorunlarını ve kazaları önleyebilecek tedbirler almamız olmalıdır. Olayın tek sorumlusu vatandaşmış gibi konuya girdim ama kamunun yani devlet kurumlarının da bu sorunlarda ki paylarını mutlaka konuşmalıyız.
İzmir, hepimizin yaşamaktan büyük keyif aldığı özel bir şehirdir. Fakat son zamanlarda İzmir’de yaşam, trafik yoğunluğu nedeniyle büyük bir çile haline geldi. Uzun süredir yeni yollar açılmayışı, her gün artan araç sayısı ve pandemi nedeniyle toplu taşım araçlarına talebin azalması sonucu, ciddi bir sorun yaşamaya başladık…
Mavişehir ‘de oturan biri, Karabağlardaki işyerine gidip gelmesi her gün trafikte 2,5 saat harcamasını gerektiriyor. Bu süre size abartılı gelmesin. Okulların açık olduğunu, kapalı işyerlerinin de açıldığını ve yazlıklarında oturanların döndüğünü öngörürsek bu sürenin 3 saati geçtiğini görebilirsiniz.
Tabii bu yoğun trafiğe maruz kalan Güzelyalı Mustafa Kemal Sahil bulvarını, Bornova Ankara asfaltını, Yenişehir Gaziler caddesini, Buca Menderes caddesini, Karabağlar Yeşillik caddesini saymazsak haksızlık etmiş oluruz.
Plansız büyüdüğümüzü ve kamulaştırma maliyetinin çok yüksek olduğunu biliyorum. Buna rağmen İzmir, körfez çevresi şekline uygun U şeklinde oluşacak birbirine paralel ana arterlerle, trafik yoğunluğunu azaltmalıdır. Tavsiye ettiğim şekle uygun olan Kuzey çevre yolu, İzmir’in büyük yükünü almıştır. Bunun benzeri bir çevre yoluna daha ihtiyaç duyduğumuzu düşünüyorum.
İzmir’de sadece okul önlerinde olması gerekirken, birçok yerde imal edilmiş kasisler ve sık aralıklarla konulmuş trafik lambaları konusu da trafik sıkışıklığına etkileri açısından incelenmelidir. Bazı kritik noktalarda trafik yoğunluğunu azaltmaya yönelik araç alt geçidi imalatlarına bir an evvel başlanmalıdır.
Bunlar benim gibi sade bir vatandaşın gözlemlediği çözüm önerileri olsa da, şuna inanıyorum ki; siyasi partilerin İzmir trafiği için mutlaka projeleri mevcuttur. Öyleyse bir çağrıda bulunayım…
İzmir Büyükşehir ve İlçe Belediye Başkanları ile Meclis üyeleri “İzmir’de trafik sorunu” gündem maddesiyle bir toplantı yapmalı ve toplantıya mecliste temsil edilmeyen tüm partiler ve il başkanları da katılmalı. Emniyet ve akademik kadrolar gibi diğer katılımcılar da İzmir trafiği ile ilgili görüşlerini, projelerini anlatmalı ve ortak bir karara varmalıdırlar.
İzmirli vatandaşlarının huzuru, rahatı ve mutluluğunu sağlamak nihayetinde onların asli görevleridir. İşte bu yüzden İzmir’in daha yaşanabilir hale gelmesi için birlikte hareket etmeleri, tam da İzmir’e, İzmirlilere yakışır bir davranış olur.