Karşıyaka’da oturan kuyumcu Ahmet’in son zamanlarda işleri iyi gitmiyordu ve uzun süredir bunalımdaydı. Aynı zamanda eşiyle arasında da bazı sorunlar vardı. Her gün evde tartışıyorlar ve bazen ise iki çocuk annesi eşini dövüyordu. Apartmanda oturan komşuları bu yüzden birkaç kez polise şikayette bulunmuştu.
Yine bir Pazar günü sabahı evde büyük bir kavga çıktı, küçük bir tartışmayla başlayan kavga daha sonra büyüdü. Eşi var gücüyle bağırıyor ve eşinin kendisini öldüreceğini söyleyerek komşularından yardım istiyordu.
İki küçük çocuğun ağlamaları ise yürek burkuyordu. Üst katta oturan komşuları hemen polise haber verdi ancak kısa bir süre sonra silah sesleri duyulmaya başladı.
Ahmet ruhsatlı tabancasıyla eşine ateş etmiş ve genç kadın kanlar içinde apartman boşluğuna çıkmıştı.
Kısa bir süre sonra olay yerine gelen polisler kuyumcuyu silahıyla birlikte yakalarken ambulansla hastaneye kaldırılan eşi ise doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti.
Gazetelerde “Kıskançlık Cinayeti” olarak yer alan haber büyük üzüntü yaratmıştı.
Aylar süren mahkeme sonucu cinayeti işleyen kuyumcu ağır bir hapis cezasına çarptırılmıştı.
Bir süre sonra ise kuyumcunun cezaevinde intihar ettiği öğrenildi.
Kadına şiddetle ilgili olarak sivil toplum örgütleri büyük bir mücadele sürdürürken ülkemizde kadın cinayetleri ve kadına şiddet artarak devam ediyor.
6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” kapsamında 2017'de 353, 2018'de 279, 2019'da 336 ve 2020'de ise 266 kadın cinayet işlendi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) verilerine göre, Haziran 2021’de 18 kadın cinayeti işlenirken, 20 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Bu veriye göre, 2021’in ilk altı ayında toplam 130 kadın, erkekler tarafından katledildi.
Öldürülen 18 kadından 12’sinin hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemezken, dördü hayatına dair karar almak isterken, ikisi ekonomik nedenler bahane edilerek katledildi.
Şüpheli kadın cinayetlerinin son yıllarda arttığını belirten platform, “12 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe, adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor” dedi.