Troya sevdalısı Prof.Osman Manfred Korfmann’ın hayali gerçek oldu ve 6000 kitaplık “Troia Kütüphanesi”, Çanakkale’ de açıldı. Troya antik kentinin mirasını gelecek nesillere taşıyacak olan Çanakkale Tübingen Troia Vakfı, tütün deposu olarak kullanılan ve 2006 yılında Çanakkale Belediyesi tarafından vakfa bağışlanan binada kurulan kütüphanede altı bin kitap ve on bin makale halkın ve uzmanların hizmetine sunuldu.. Prof.Manfred Korfman 1982-2005 yılları arasında Troia antik kentinde ve Troas bölgesinde yaptığı kazı ve araştırmalarla tanınmıştı, Türk halkı bu sempatik bilim adamına “Osman” adını taktığı için, profesör bu lakabı resmen ismine ekledi. Bu haberden anladığımıza göre, bir bilim adamının, bir araştırmacının, bir edebiyatçının kütüphanesinin geleceğe intikali için, vakıf, belediye desteği, boş bina ve kararlılık şart.. Bunları unutmayalım..
Fotoğraf sanatçısı Seyit Ali Ak’ın Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ne bağışlanan kitaplarından oluşan “Seyit Ali Ak Kütüphanesi” bu merkez içinde yaşatılmakta. Demek ki, bazı kültür kurumları da, binaları içinde odalarını veya bölümlerini özel kütüphanelere ayırabiliyorlar.
İngiliz yazar ve sanat eleştirmeni John Berger’in tüm yazı ve belgelerini British Library’e bağışlaması örneğinde olduğu gibi, hazır kütüphanelere kitap bağışlanıp, yine bir rafta, dolapta, bölümde veya odada yazarın isminin yaşatılması olasıdır.
Tarih Vakfı’nca oluşturulan “Pertev Naili Boratav Arşivi” ise, yine gönüllü destek bağışlarla giderek büyüyen ve kendi kendini yenileyen arşivlere tam örnektir. Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı bünyesinde açılan Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı, Ayvalık’ın Cunda Adası’nda ziyaretçilerini bekliyor. Vakıf tarafından restore ettirilen değirmen ve kilise, bu amaçla kullanılıyor ve içinde Muhtar Kent tarafından bağışlanan Necdet Kent’ten kalma 1300’ü aşkın kitap bulunuyor.
Bir de “Akşit Kültür Düşün ve Yazınevi” örneği var. Mandalina bahçeleri arasındaki Ürkmez’de 3000 metrekarelik bir alanda inşa edilmiş 40 bin Almanca, 30 bin diğer dillerde kitabı olan kütüphanesi ile felsefe, sanat, edebiyat, arkeoloji, lisan, tiyatro, çeviri dallarında kurslar ve etkinlikler düzenleyen özel sanat kurumuna dikkat çekelim. Tek başına özel ve özerk bir kültür kurumu kuran Tevfik Akşit’i kutlayalım (İletişim: www.aksitkultur.com)
Yine bir yazarın, sanatçının evinin müze veya kütüphaneye dönüştürülmesi örneği var. Sait Faik’in Burgaz’daki evi gibi.. Tevfik Fikret’in Aşiyan’ı, Cahit Sıtkı Tarancı’nın Diyarbakır’da doğduğu ev, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Heybeli tepesindeki evi, Orhan Kemal’in evinin Cihangir Akarsu Caddesi’ ndeki bir evde oğlu Işık Öğütçü tarafından müze biçiminde kopyalanarak uyarlanması gibi.
Komedi dahisi Charlie Chaplin’in (Şarlo) İsviçre’de ömrünün son yirmi yılını geçirdiği Corsier-sur-Vevey’deki evinin kendi adına müze yapılması gibi.. Doğal ki, Charlie Chaplin Müzesi Vakfı devrede.. Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın vasiyeti üzerine hayatının son zamanlarını geçirdiği Kadıköy Mühürdar’daki dairesi, “Dağlarca’dan Gökyüzü” adıyla Kadıköy Belediyesi tarafından müze yapılacak. Demek ki, ev, köşk, daire bağışlanınca da, müze veya kütüphane yapma işini yerel yönetim üstlenebiliyor.
Sunay Akın, başlıbaşına Boğaziçi Müzesi hayal eder durur. Öyle bir şey gerçekleşirse, nice ünlü yazarımızın Boğaziçi kitapları, şiirleri, nice ressamımızın bu yöndeki tabloları veya kopyaları oraya konmalı. Örneğin 1990 yılında kadınlarca kurulan “Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi” tematik kütüphanelere örnek verilebilir. Bir şehir, bir ilçede kurulacak özel kütüphanelerin de yerel kültüre önemli katkıları olacağına inanırım. Academia Vakfı, Uluslararası Bodrum Kütüphanesi’ni kurarken böyle bir idealden yola çıkmıştı.