Tanrı’nın mesajlarını, kurallarını ve öğütlerini, insanoğluna bildiren kitabına, “Kutsal Kitap” denir.
Tek tanrılı dinler olan Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık, kutsal kitapların vahiy yoluyla peygamberlere bildirildiğine inanır.
Vahiy, “ani telkin” demektir. Dini terim olarak, Tanrı’nın peygamberlerine ilettiği ilahi sözler, emirler, yasaklar ve önerileri içeren bilgiler demektir. Vahiy aracılı veya aracısız olur. Aracısız vahiyde, Tanrı’nın mesajı peygamberin yüreğinde aniden ifadesini bulur. Aracılı vahiy, ya elçili, ya da elçisiz olur. Elçi ile olursa Cebrail isimli melek, Tanrı’nın mesajını getirip peygambere bizzat bildirir. Elçisiz vahiyde ise, Peygamber Tanrı’nın sözlerini işitir, ancak O’nu göremez.
Tek Tanrılı dinlerde vahiy yoluyla oluştuğuna inanılan dört kutsal kitap vardır: Sırasıyla Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an-ı Kerim’dir.
Tevrat, Zebur ve İncil, hepsi bir arada olursa buna Kitabı Mukaddes denir, genelde bu şekilde inananlara sunulur.
1- Tevrat: Hazreti Musa’ya Tanrı tarafından indirilen kutsal kitabın ismidir. İbranice bir kelime olarak “kanun ve öğreti” anlamına gelir. İbranice yazılmıştır. Tora (Torah), Ahd-i Atik veya Eski Antlaşma gibi isimleri de vardır (Tevrat adı, İbranice Torah sözcüğünün Arapça biçiminin Türkçeye uyarlanışıdır). Musa’nın Beş Kitabı olarak da bilinir. Çünkü içinde 5 kitap vardır. Musevi Kutsal Kitabı Tarah’ı oluşturan 39 kutsal metnin sadece ilk beşini kapsar. Bu beş bölüm, Tekvin (Yaratılış), Mısır’dan Çıkış, Levililer, Çölde Sayım, Tesniye’dir (Yasanın Tekrarı).
2- Zebur: Kelime olarak “yazılı şey ve kitap” anlamına gelir. Tanrı tarafından Hazreti Davud’a gönderildiğine inanılır. Bugün Zebur’un Tevrat içinde yer aldığı belirtilir. Tevrat’ın içinde Mezmurlar adı ile yer alan kısmın, Hazreti Davud’a verilen Zebur olduğu kabul edilmektedir. Zebur, kutsal kitaplar içinde en küçük olanıdır.
3- İncil: Kitabı Mukaddes’in (Kutsal Kitap) ikinci kısmı olan Yeni Antlaşma (İncil), hem Yahudilerin hem de Hıristiyanların kabul ettikleri Eski Antlaşma’nın devamıdır. Yeni Ahit veya Yeni Antlaşma olarak bilinir. Kelime olarak “müjde” anlamındadır. Hazreti İsa’ya gönderilen kitaptır. İsa Peygamber, hayatta iken yazıya geçirilmediği için ona inanan havariler tarafından daha sonra, yıllar sonra yazılmıştır. Bu yüzden değişik İnciller ortaya çıktı. 325 tarihinde toplanan İznik Konsili, dört kitabı İncil kabul etti, diğerlerini yok etti ve yasakladı. Bu dört İncil’in toplamı, birlikte arka arkaya basılarak günümüzdeki tek İncili oluşturur. Bu dört İncil şunlardır:
a- Matta İncili: İbranice, “Tanrımızın hediyesi” anlamındadır. İsa’nın 12 havarisinden biri olan Roma vergi memuru Celileli Matta tarafından M.S.52-68 yılları arasında yazıldı. Yeni Ahid’in ilk bölümüdür.
b- Markos İncili: Yeni Ahid’in ilk dört bölümünü oluşturan kanonik İncillerden ikincisidir. Evanjelist Markos tarafından M.S.60-70 yılları arasında yazılmıştır. İncillerin en eskisidir. Matta ve Luka İncillerine kaynak teşkil etmiştir.
c- Luka İncili: Luka tarafından M.S.60 yılla¬rında yazıldı. Karakteristik özelliği dönemin Yunanlılarına hitap ettiğini düşündürtür.
d-Yuhanna İncili: Yeni Ahit’in son bölümün¬deki dördüncü incildir. Kelime anlamı sevgili veya sevilen demektir. Havari Yuhanna tarafından M.S.90’lı yıllarda Efes şehri civarında yazıldığı sanılmaktadır.
4- Kur’an: Tanrı’nın vahiy yoluyla Hazreti Muhammed’e gönderdiğine inanılan son kitaptır. 23 sene içinde ayet ayet, sure sure 114 zamanda indirilmiştir. 114 sure ve 6666 ayet olan Kuran’ın ilk suresi Fatiha, son süresi Nas’tır. Kuran’ın her 20 sayfasına cüz denir. Otuz cüzden oluşan Kuran, Hazreti Muhammed tarafından ayet ayet yazdırılmış ve korunmuştur. Ayrıca her gelen ayet, çoğu Müslüman tarafından (Hafızlar) ezberlenmiştir. Yazı ile ezber yöntemi birlikte kullanılmıştır. Birlikte korunmuştur. Dolayısı ile hiçbir değişikliğe uğramamıştır, içine insan sözü karıştırılmamıştır, tamamen otantiktir. Papirüslere, kemik ve tahtalara, pişirilmiş tuğlalara, deri üzerine yazılmış sureleri bir araya toplamayı ilk düşünen Halife Ebubekir oldu. Her sure, kağıt ya da kurutulup işlenmiş deri üzerine yazılmaya başlandı. Böylece Kuran ilk olarak yazılı şekli topluca ortaya çıktı ve buna sayfalar anlamına gelen “Suhuf” adı verildi. Halife Osman zamanında yapılan incelemede 5 adet güvenilir nüsha olduğu anlaşıldı. Sonunda kesin olarak tek nüsha bir kurul tarafından oluşturuldu, diğer şüpheli nüshalar yok edildi, hattatlar elde kalan bu tek nüshayı çoğalttılar. Dört kutsal kitap da incelendiğinde, tarihi ayrıntılar ve kompozisyon tabloları bir kenara bırakılırsa, benzer öğütleri insanlara sunduğu anlaşılır.
Tevrat’tan Öğütler: Babana ve anana hürmet et, katletmeyeceksin, zina etmeyeceksin, çalmayacaksın.
Zebur’dan Öğütler: Doğru adama bak, kamil insana göz koy, kötülerin sonu kesilmektir, mutlu adam düşünceye bakar.
İncil’den Öğütler: Ne mutlu merhametli olanlara, ne mutlu yüreği temiz olanlara, katletmeyeceksin, zina etmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan şehadet etmeyeceksin, babana ve anana hürmet edeceksin, komşunu kendin gibi seveceksin.
Kuran’dan Öğütler: Sabret, dürüst ol, Allah dürüstleri sever, barışçı ol, sakın şeytanın peşinden gitme o apaçık düşmanındır, kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın, çalmayın, başkalarının mallarının üstüne konmayın, rüşvet vermeyin, böylece seher vaktinde Allah’tan bağışlanmayı dileyin.
Kutsal kitapların her çeşidinden, birçok nüshasının kütüphanemde olduğunu, bunlara ilaveten bir kamyonet dolusu dini kitabımın, ek olarak gizli bilimlere ait, yani doğaüstü ve cin-peri kitaplarımın da pek bol bulunduğunu söylersem, bu bölümü kesmemiz gerekir düşüncesinde olduğunuzu hissediyorum. Kestim.